Herşeyin sabrında seni kucaklayan
Bir gül goncası gibi saran ve
Tadından yenmeyen gevrek gibi
bir yerlerde unuttum seni cebimin akrebi
ömür törpüm.
Utangaç
Sevinsem iki göz bana bakar
Ürkek sessiz bir gemi gibi sahillerimden gelir geçer...
Üzülsem yanına kayar gözleri
toplumlar karınca gibidir,
ne kadar çalışsada kendine ancak
bir hortumlu canlı sonunda çıkagelir,
yada bu bilinen bir beklentidir.
Söker atar dağıtır,
Tarumar eder her yanı,
Yaşıma geldiğin zaman göğün mavisini unutma
Toprağın yanık kahve rengini
Geçen göçmen kuşların kanat izlerini,
Dinmeyen rüzgar uğultusunu Gökçeadanın...
Unutma.
Yolumun yolcusuyum
Benden başka ruhumun belli belirsizliğinde
Çıkan her seste müziğin ahenginde rastmıdır çalınan fasıl
Eyyubinin avazında huzzammıdır gözyaşının parlak mücevher ışıltısı.
Yolumun yolcusuyum derdimin anlatılmaz şahdamarı
Bi dünya iş güç
Zaman müsaade edermisin,
Sevdiğim toprakta bugün
Ağaçlar hüzünlü
Ahh ne yaparsın alıç ağacı sonsuzluk sende gizli
Onlardı yeryüzünün,umudu neşesi
bir gülen yüz bir anlamdı toprağa düşen tek,tek
ya bir çiçek,birgüldü kıvrımlarından bir daha açan,
ölenler ölmedi sadece sessizlikte bir dildi
onlar ki sevda çeşitlemesi gibi
anatomik raksın son anında
Güneyden geldim bu yaz,
Bıraktığım eller o kadar fazlaydıki!
Selamlaşmalar,elvedalar buruk yutkunarak
Gözlerdeki yağmur birikintisi yaşlar
Bir başkaydı elma yanakların sanki makas atmaktan kanayacak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!