bir sandal gibi maviliklerdeyim
ve mavilikler gibisin sandalı savuran
üşüten
yoran
ve uzun kederlere koyan bir mavilik
sen girince odama - yırtıldı kapı
kırıldı nahif duyguları zamanın
içeri girdi umutlarımın ışığı
içim kabardı -- oldum bir çocuk
ama büyüdü - mutlu karmaşıklık
kıvrımları var belleğime çizdiğim resmin
iri taneli gözbebekleri
sıcacık ısıtır o resim
ısınırım
her baktığımda hayata biraz daha
saçların gelmiyor ellerime
yoksun
gitmişin sen benden
veya ben gitmişim
yokum
ve amcası tatlı çocuğun -- yalnız -- !
çöreklendin yine
yalnızlığımın üstüne
ve edebiyat
ve şiir
resimler ve bedenim yoruldular
Sen ip atlama çağındaydın anne
ben doğdum
ve sen
ipsiz sapsız bir oğlan doğurdun
üzüldün belki
ya da biliyordun
seni ağladım bu gece
seni sustum
ve yandım seni
sonra
acıdım kendime
sen
deniz üzeri süzülen bir kuştun
ve ben
deniz kıyısına taştım
sen
uçtun uçtun
Milyonlarca kır çiçeği, sanki özgürlük yuvaları gibi, rengarenk ve bulutlara yakınlığıyla tanınırlar.
Bir insanın, “masumluğunu ve temizliğini” anlatır sanki güzelliği.
Hayata karşı hep birlikte hareket eder gibi devam ettirirler yaşamlarını. Ve aynı yöne bakarak karşılarlar günü.
Hüzün
hep var yüreğimde
Ve hep başka şekilde vurur beni
işte yüreğim
bu yüzden koruyamam seni
ve ben işte bu yüzden ağlarım geceleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!