Doyasıya sevmek istiyorum
Tabi onu da becerebilirsem
Bir bunu çok seviyorum işte
Sevmeyi
Bir gülmelikde olsa
Sevmeyi
Düşmanın sevmek gibi bir işi gücüde kalmamış
Oysa biz bir gün sevmezsek ertesi gün açız
Günlük taze sevmeler peşindeyiz
Eskimiş dili unutulmuş sevmeler poşetimize girmez
Onun içindir ki her defasında düşmanlığı unutup hiç görülmemiş şekillerde gülümseriz
Evliyam dediklerimin herhangi bir insandan başka bir şey olmadığını
Kedilerinde verem olabileceklerini
Dostlarında yabancılaşabileceğini
İnsan çok geç anlıyor
Çok geç anladığı için de ömrünün bin yıl olması gerekirdi
Belki böylece insan asıl insanlığını bulmuş olurdu
Zaman dağlara kuşlar için buğday serpildiği zaman değil artık
Kapıda köpek susuz
Havada kırlangıç
Zaman ruhların söz verdiği zaman değil artık
Unutulmuş yeminler
Unutulmuş yemin ettirten
Aradan nice ölümler doğumlar haksızlıklar açlıklar geçtikten sonra
Çeşmeler kurudu
Dostlarım ve ben yaşlandık
Son dinden olanlardan her gün birisi daha sapıttı
Okul okuyup bilgisizleşenlerle çevrelendik
Göz göre göre azalıyoruz
Şimdi yorgunuz
Yaşamın artığı olan ölüler gibi sessiz
Müjde getirip müjdesini alamayan kadar kırık
Bir serinlik bulamayıp güneşin altında çalışan işçi çocuk kadar çaresiz
Karşılıksız aşklar kadar kederli
Şimdi biz kimiz
Bir kadın seversem öptüğü çocuklardan tanırım
Sesinden çıkarttığı tıkırtıdan düşüncesinden parmak izinden tanırım
Özlersem cömertliğinden tanırım
Tedirginliğinden dalgınlığından tanırım
Sonra insan sevdalanmak istiyor
Göz yaşının vahşice ölümleri durduramadığı bu dünyada
Sülhü sevdada arıyor
Sevdanın iki yürek kavgası olduğunu bilmeden
Düşüyor amansız bir cepheye
Sevdadan ölenin şehit düşmediğini bile bile
İnsan nankördür
İki ayaklı iki kulaklı tek ağızlı nankördür
Fırından taze çıkmış kurabiyeler
Dayalı döşeli evler
Çikolatalı dondurmalar
Sıcak tutan kabanlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!