Hayat bir avuç su, bir ferah nefes
Bir dirhem et, göğüsteki kafes
Gülümseyen göz, bir anlık heves
Şükredebildiğin kadardır hayat.
Doğumda sancı, ölümde acı
Cam kırıkları olacak yüreğimizde
Bir de can kırıkları
Kağıt kesiği kadar acıyacak canımız
Sonra unutacağız
Yaşanan sevdanın
savaş mağduru çocukları olacağız
Be hey ayarsızlar nedir derdiniz
Bir merhabaya pirim verdiniz
Dost olalım dedik, yüz istediniz
Yüz verdik astarla da yetinmediler
Hepiniz dürüstsünüz, hepiniz kadim
Günlerden bir gün dü, hangi gündü unuttum
Çok eskilerden miydi acaba
Hani çatısında güneş batımı şiirler yazdığım
gecekondudan
Küçücük aklım ve yüreğimle
Kocaman sevdalara cesaret ettiğim
Kadınım ben
Korkularıyla yaşayan
Kimi gün karanlıktan korkarım,
kimi gün horlanmaktan
Hayattan da korkarım üstelik,
bekçim olmadan yaşayamamaktan
İncir çekirdeğini doldurmadan
Ve müptela sancılar çekerken
Şehre hakim yalnızlığı sürüyorum
Kendimce
Sakin
Ağır
Sordum
Nerelerdesin?
düğüm düğümdü boğazı, sustu
Sevgisiz ağırdır hava
bulanıktır deniz
gridir sema.
ruhum asi
sokak köpeğiyim her geçene hırlayan
acımdandır hem korkumdan
ılık sohbahar sabahı ağaç gölgesinde uyuyan
bir ben varımdır, bir de gariban denen insan
ruhum yaralı
Geldim!
Mahcup, ürkek,
Kanadım kırık
Gözlerim puslu
Dudağım titrek
Ellerim soğuk
Kapım kapalı
Elim varmadı sensiz açmaya
Soğuk taş duvarın üzerinde
elim koynumda kaldım öylece
yüzüm kırışmış, saçlarım ak
pencerem de kapalı sıkıca




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!