Dünyaya geldiğim gün "merhaba" dedim kışa
Yanılıp adres sordum, sürdü beni yokuşa
Bir serâbın ardından yol aldım koşa koşa...
Güneşten iz ararken umudun giz´lerinde
Kaybettim gençliğimi çile dehlizlerinde.
Dediler, "hayat denen; acı, gözyaşı, keder"
Râzı oldum payıma; dedim "eyvallah kader"
Artık umrumda değil, "o ne dermiş, bu ne der"...
Rabbim ne der, derdim o; gâye Hakk’in rızası
Korkutan, ölmek değil, kalbimin ârızası.
Ağuydu sudur sanıp yudum yudum içtiğim
Sırat gibi yollardı üzerinden geçtiğim
Düşman çıktı; dost bilip, fazla fiyat biçtiğim...
Kaç düğümdü kim bilir her muamma, her çile
Çözdüm elhamdülillah; hem lâyık-ı veçhile!
Yıllar bir bir erisin, tükensin bir bir aylar
Dünya, üç adımlık yol; git gel hep aynı say'lar
Tamahkâr olanlara kalsın köşkler, saraylar...
Son nefesle son bulup kapandığında "defter"
Ardımdan bir "Fatiha" okuyan olsun yeter.
Toprağın kucağına uzanınca naaşım
Ancak o zaman diner her endişem, telaşım
Eksik olsun, istemem; olmasın mezar taşım...
Kanaatkâr beşere yeter üç güzel kelâm
Besmele, sabır, şükür; zenginlik bu vesselâm...
Kayıt Tarihi : 22.1.2015 11:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!