Suya hasret kaldı canımız, çekmez hiçbir nutku
İki yokluk arasında muâllaktadır; uyku
Gözlerimde birleşmekte aydınlık ve karanlık
Cismim ufka doğru yelken açmakta, ruhum sanık
Dört tarafı etten duvarlarla örülü; avlu
Kaçmak ki ne fayda? Kaldı can cananda tutuklu
Hercâîliğe prangalarla vurulmuş zehir
ben aşkı bir üveyikten satın aldım,yaşım onaltı
o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
daha şıvan düşmemişti böğrüme
daha deli deli esmemişti ruzigar
kalbim acıya düşmemişti
sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
Devamını Oku
o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
daha şıvan düşmemişti böğrüme
daha deli deli esmemişti ruzigar
kalbim acıya düşmemişti
sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
Şiiriniz sayfanızda bir değer bulmuş.
Gönül sesinizi beğenerek selâmladık.
Her şey gönlünüzce olsun Sn Abdulkadir Demirçelik kardeşimiz
En derin saygılarımla...başarılar dilerim,
Esen kalınız her daim
Güzel gördüm..
Tasavvufî hayata giren mürid bir mürşidin
gözetim ve denetimi altında, kabiliyetine göre
değişen bir süre içinde çeşitli riyâzet ve
mücâhedelerle nefsini terbiye eder. Bu terbiye
ve tezkiye sonucunda ulaşılan noktaya “fenâ-beka”
adı verilmiştir. Tasavvufî hayatın son merhalesine
başka isimler veren sûfîler varsa da fenâ-bekayı
bu yolculuğun son durağı olarak görenler çoğunluktadır.
Bu terimleri “sekr-sahv”, “cem‘-tefrika” ve “gaybet-huzûr”
terimleriyle aynı anlamda kullanan sûfîler de vardır.
Bu kalbi bir haraket olsada, tahkik mesleği değildir.
Kur'an metodu farklıdır tasavvuf seyr-i suluki kalbi
olduğundan uzun sürer.
Fıtrat ne istiyor ona bakılabilir.
Tebrikler sayın DEMİRÇELİK
Dilinize sqğlık
beğeni ile okudum
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta