Diril, ey ilim; diril, ey Türk bodun han
Söz verip sözünü tutan er, insana can katan şan.
Gökte kut, yerde töre; yürekte yemin ve iman
Atlan, atların nefesiyle uyan, uyan!
Gök gölgesinde otağım, zaman zaman,
Toy kurulur, kopuz titrer, dolar meydan,
Alp çıkar, bey-beg yürür, yankı şahan,
Kılıçta ışık, ad verilir: Oğuz Han.
Kara gün çökse de sönmez bu yurt,
Yay gerilir, ok uçar; iz düşer kurt;
Oba boyu yoldaş olur, gönüller yurt,
Yerle gök tanıktır: Birleş, ey yurt!
Er olan sözünden dönmez, namına kan,
Kardeş kardeşe siper, gelin oğula can,
Toyda barış, seferde mızrak uyan,
Şan, alın teridir; alın teri de iman.
At kişner, dağlar iner; yel olur an,
Baş eğmez yüreğe yük olan ferman;
Bey adaletle beydir; zulme meydan
Yok! Töre tuttuğu gibi tutar zaman.
Otağda ateş, ateşte hatıra: il,
Boy boy dizilir; dirilir ortak dil;
Dede Korkut’tan kalma bir yemin: Bil—
Söz adamın kalesidir, sözsüz kalma, bil!
Köprü kurar gönüller, misafire yer,
Bir tas kımız, bir tas su; bereket iner;
Ganimet şan değildir; şan, emek ve ter,
Kılıç kadar merhamet de erke değer.
Yol uzun, akıbet kısa; dönmeden dön,
Kara ile akı ayır; kalbine dön;
Kut gökten iner mi? İnmezse sen dön—
Adalete, akla, ilme, töreye dön!
Yaradan şahidimiz, gök kubbemiz, yer;
At üstünde büyür yürek, büyür er;
Yurt düşerse dil düşer, dil düşerse gider nefer..!
Söz tut, söz söyle, söz ile dirilt tarihin izi her yer.
Kayıt Tarihi : 23.8.2025 15:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!