Yıllar çok çabuk geçiyor
Bazen iyi kiler örtüyor çaresizliği
Bazen hüznü bir tebessüme saklıyor insan
Daha dün gibiydi gözlerdeki ışıklar
Eski Türk filmlinden bekleyişler, vuslatlar
Daha Fazla
Şafak kızıllığı inmeyecek gözlerime artık
Döktüğüm yaşlar kadar ıslanmayacağım
Gözlerinden başka renkleri sildim sokaklardan
En son noktasındayım alevlerin
Kuşkanatlarına bağladım hasretimi
Gün ışıyınca göndereceğim
Pencereni açık tut
Sakın kapama
Belki de hiç beklemediğin bir sabah ben geleceğim
Karadan, havadan,
Bizi yok etmek için denizden geldiler
Aldılar yanlarına çelikten silahları
Mehmetçiğin başına
Ölüm olup yüklendiler.
Kan gölünde bir savaştı bu
Ve ışığı mahkûm ettiğim saatler asılıyor duvara
Dudak büküşlerimde belkilerin tik takları
Yokluğunu çiziyorum yine her yanı siyah
Ne gülümseyen yüzü var
Ne göz parlaklıkları
Diyemezsin
Nasılsa seviyor diyerek beni
Bir ömür karşında bekletemezsin
Gün gelir giderim yorulup senden
Pişman olup bana dön diyemezsin
Çok beklersin deli gönlüm
Gidenler bir daha gelmez.
Çok beklersin deli gönlüm
O rüzgâr bir daha esmez
Vurulursun gözlerine
Bir sevdaya tutul da Garip uyuma
Gece gündüz uğrunda sürün demişler
Bir hayale vurulduğun gündü Cuma
Sabahlı her gecede görün demişler.
Tutulursun elbet sen de bir güzele
Tut ki sevdim seni
Tut ki her gece rüyamda görüyorum
Aşık oldum belki ilk, belki son defa
Gençliğimi tekrar yaşamak
Belki bu defa.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!