Güneşi sakla yüreğinde
sararmadan yapraklar
ağaçlar soyunmadan
gecenin seferine
bir düş yok olmadan sessizce
bir kısır döngü
Doğruyla yanlışın
evrensel senfonisiydi
özlemlerle sönmeyen
aşkın köz acısı.
nalsız sürdük atları
tutku dağlarına
Aramızdaki duvarları yıktığımız ilk gün gibi
göğsümde saklı kuşun çırpınışları
gözyaşlarının ıslattığı kaldırımlarda uğurluyorum geçmişi
düşüncenin bizi ele geçirmesi çoğu zaman yalnızlığı aklarken,
tasasız yaşanılması istenilen
ruhun bedene armağanıydı oysa aşk
Bir tecrit odasında
bitik zamanların oyun çocuğuyum
kar topu serinliğinde
ürkmüş kuş sürüleri geçerdi
ruhumun en sarmal derinlerinden
bir ömür biter belki de,son yaprakta
Bu gecenin ıslak dudaklarını
soluğunun yettiğince
pembenin güzelliğinde sakla
Akdeniz akşamları sıcaklığında
sakla gözlerindeki
Belirsizliğin yolcusunu ararsan,
geleceğin öyküsünde.
geçmişteki acılar,
anlamlı kılar yaşamı.
Olgunlaşır gecenin sessizliği
şarapla yıkanır,gecenin hançeri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!