“Yağmur ekilir bulutlara,
Her gidiş yüreğine yara olur kalanların.
Renkler hüzün karasına gözyaşlarıyla bulanırken,
Yalnızlık tek kişilik olsa da, bütün ayrılıklar iki kişilik yaşanır.”
SEVMEK BENDEN ÖNCE DE SUÇTU…
YOLUM ADINA DEMİRLİYOR DA
Koşuyorum da ardından
Yaşam hep bir adım önümde
Yorgunluğunu yaşarım
Yaşanmamış sevdalarımın
Griler, dumanlılar, puslular da var.
Yaşam siyahlar ya da beyazlar değildir,
Hayat dolu, neşeli, hasta ve yaslılar da var.
Acıyı alırsın kimi zaman koynuna,
Gül memelerden açlığını emzirirsin,
Katran karası cılız umutlarından.
Seni sevmek, buz yangınlarında köyneksiz kalmaktır gülüm.
Hani, bir yanın yanar da güneşin gülen yüzündedir,
Bir yanın ayazdır hep üşür, yokluğunun derdindedir.
Hani, sen gülüşünü götürdün ya benden giderken,
Hani, bana sahipsiz gün ortası karanlıkları koyarak,
Ne desem nafile anlatamam, anlayamazsın beni gülüm.
YAR ZEDE
Bu dünyanın tek bahtsızı benim düzayak şaşırırım yolumu.
Bazen, uykularıma uyanırım aptal uyanıklıklarımdan,
Sorarım varmak istediğim adresin bütün olası yollarını,
Kaybolduğumu anlarım kılavuz tutmak isterim gözlerini.
Bu cana, ab-ı hayat bildim sevgilinin gülüşünü
Yanıyordum, derman olup açtı bana aguşunu
Çöldüm vaham oldu,
Zemheriydim yaktı aşkın ateşini
Yar yüreğinde kana kana her sevdayı yaşadım
Geceyi yaradan Mevla’m,
Karanlığı, gör istedi.
İnsan isen mutlak vardır
Hatanı, kendin bul istedi.
Gece neden ayaz olur?
Sağa baksam diz boyudur ihanet
Solum dersen adam boyu kahpelik
Yol değişip nere gitsem melanet
Gün dediğin her yanından perişan
Sen sal saçların dilediğin yana
Güneş toplayıp gitmişti çocuklarını,
Ayı indirmişti sevdanın avuçlarına,
Dilleri vurgun yemişti,
Konuşsalar ya,
Bakışlar nefese değecekti.
Kendini bırakırken avuçlarına açlığın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!