bu şehir sana ağlayacak
gitme
öksüz bırakma caddelerimi
yıldızlarım gecemde kalsın
denizlerimi fırtınalara terketme
ne olur sen gitme
yağmurunun adı özlemdi senin
nice sağanaklarda düşmüştük yollara
hep bir ümit olarak kalmıştı kavuşmalar
mahşere ertelenen
vuslatımıza ne yer vardı, ne zaman
göz göze geleceğimiz o an’a
yazılmamış en büyük şiirimdin sen benim
kelimelere sığdıramadım
seni ve sensizliğimi
düğümlendin boğazımda
nefes alamıyorum
söylenmemiş şarkılara adıyorum seni
denizi çok severdim
mavi olmasa da gözlerin
seninle bir akşam üstü
sahilde olmayı bilsen ne çok özledim
denizin kokusuna karışırdı kokun
buram buram sen kokardı
ben gülü gül olduğu için değil
gülü sen koktuğu için sevdim
sorgusuzca yargısızca sevdim seni
neden demeden
karşılık beklemeden
özleminle yattım her geceye
yine karanlıktı gece
özlemin bir sis gibi
çökmüştü yüreğime
boğuluyor, nefes alamıyordum
sensizlik bir bıçak gibi
dayanmıştı benliğime
Yağmur…
Yitik bir sevda sağanağında
Maziden bir rüzgar, hiç durmamacasına
Yağmur…
Kimsesizliğimde üşüyen yanım
kapılarımı ilk aralayan sendin
şimdi gidişini çarp yüreğime
öyle ansızın olsun
dağılsın parça parça düşlerim
hayallerimin duvarlarını yık üzerime
serseri gecelerime
düşmeye beş kala
adın dilimden
unutulmaya yüz tutmuş gözlerimle
ve titreyen ellerimle
sarıldım resmine
kaç gece geçmişti uykusuz
geliyorum sana Ankara
Allah'a mahsus bir yalnızlıkla
bir otobüsün iki kişilik koltuğunda
yapayalnız
bir başıma
ıslat sokaklarını yağmurlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!