Eylül benim ikinci adım.
Hüzün ve bahar benim.
Yaprağın, mimoza rengi,
Toprağın kendine dönüşü,
Uykuya çekilişi; benim.
...............Ben Eylül’üm
Segâh makamındayım
Taş plak sefasındayım
Boğuk çıksa da sesi
İlhamındayım
Kalbim eriyor yavaş yavaş
Sıcaklığına kalbim dayanmaz
Şu kalbimi kimse anlamaz
Izdırap içindeyim dayanılmaz
Soğuyan dünyamdan
Gecenin karanlığında.
Kır atımın yelensinden tutup.
Şehre bıraktım kendimi.
Mehtap göz kırpıyor.
Rüzgar ılık esiyor,Şehir uyuyor.
Gözlerinde hüzün var.
Vakarlı duruşunda; çırpınıyor ruhun.
Bakışların sitem kar; gizleme.
Büyüdügünü fark etmedik.
Ruhunu sevgisizleştirdik,çökertik.
Bizi affet.
Güneş değmemiş tenine.
Kar beyazı gönlüne,kir değmemiş yüreğine.
Baktıkça yüzüne mehtabı hatırlatır,
Biraz mutlu, biraz hüzünlü.
Yüzünde sevgi çiçekleri.
Gözlerin yüreğinin temsilcisi.
Ebedi saadet gahı-nı,
İmar etmek için,
İslam ahlakıyla,
Ör duvarlarını.
Bir! nakkaş elinden tutarsan.
Verdiği derse uyarsan.
Nefsini bağlarlar.
Vesveseyi alırlar...................
Seni; huri yaparlar.........................
Sen, zümrütü anka kuşu.
Bir efsane,kaf dağının pirensesi.
Asilliğinle, sevdiklerini büyülen bir esinti.
Ateş küllerinden dirilen.
Zümrütü anka kuşu.
Ey vatan güzel vatan.
Kimleri ağırladın vatan.
Ne medeniyetler söndü sende.
Doğanlar efsane.
Yedi kıthaya yaydı islamı.
kimler; bir arada yaşamadı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!