Ölümdü kaderi
Alnına dokunan kılıcın izinde
Yüreğinden kopup gelen ezginin sesi
Ve kapattı gözlerini bekledi
Sonsuzluğun uysallığı ile
ÖLÜŞÜM KENDİMEDİR
Bu günde boşa geçti.
Ayak uyduramadım zamana.
Gerisinde kaldım günün,
Evet, evet o ağaç,
Ama benim bıraktığım gibi değil.
Besbelli sevgiyle beslenmiş,
Yemyeşil.
Yanı başında merdiven
Dayanmış gövdesine,
O Durakta
Bir gün mutlaka geri döneceğim.
O durakta beklesen de
--------Beklemesen de,
Kader
Seni sevmek ibadet sensiz yaşamak
Kalbime ihanet. Senden önce ölmek
Kaderse ne olur beni affet.
'' Neşe'siz huzur vardır...
Huzursuz Neşe gibi...
Bu ikisi bir araya gelirse
mutluluk olur.'' *
Ya da bir araya gelemezse,
İki muhteşem kadın ve Zeynep
Hayatımın en güzel, en mutlu günlerimi çocukluğumda yaşadım. Bu mutluluğu iki yaşlı kadına borçlu olmak benim için ayrı bir mutluluktu. İlki babamın annesi yani babaannem
Adı Fikriye tonton çıtı pıtı bir kadındı beni sevmekle kalmaz adeta üzerime titrerdi. Benim çok nazımı çekmişti. İlkokul hayatım boyunca her yaz tatilinde beni yanına çağırırdı. Bende seve, seve giderdim. Giderdim diyorum babam vapura bindirir ve başka bir yolcudan bana göz, kulak olması için rica ederdi. Bandırma’da gemiden inerdik ve beni Balıkesir trenine bindirirdi. Gerisi kolaydı ineceğim istasyonu biliyordum Susurluk. Bu yolculuğu yapmak ise benim için başlı başına bir macera idi. Şehrin dışında, Tren istasyonunu geçince sıra, sıra yan yana bağlar başlardı. Bunlardan bir tanesi de bizimdi. Ne yazık ki son gidişimde ne bağ kalmıştı ne de çocukluğumdan bir parça. O günlerden hatırlayabildiğim sadece babaannemin benim için pişirdiği sabah kahvaltısı yerine tarhana çorbası idi.
İLAGA*
Adamın biri demiş ki; Dostluk,
Deniz kıyısından taş toplamaya benzer.
Önce toplarsın.
Sonra,
Teker,teker ayıklarsın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!