Totem Nedir 9 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2938

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Totem Nedir 9

Totem dönemin izole alan içi girişmeleri sürdürülebilir, tekrarlana bilir depo edilebilir bir paydaşlık getirmişti. Bunla bağ enerjisi ortaya koyuyordu. Tıpkı izole bir ev yaşamının paylaşımı gibi. Tıpkı kısmen dışa açık izole bir sokak, mahalle, köy yaşamı paydaşlığı ya da imece usulü işbirliği gibi bir paydaşlıktı.

Paydaşlık kişisel ve yaşamsal önemde ortak özellikli ortak duygudaşlığın bir eksiğe karşılıklı olan işbirliğinden doğuyordu. Paydaşlık kardeşlik demekti.

Doğada beslenme için sağlama yapan işbirliğinden ve güvenliği sağlama, yavru bakımı gibi eksiği tamamlayan karşılık işbirliklerinden kolektif oluş doğuyordu.

Daha sonra da üreten ilişkiler üzerinde yaşamsal önemde ve hayatı idame ettirici karşılıklı üretim ilişkisi paydaşlığından kolektif oluş doğuyordu.

İzole alan içinde kalan verili fiziki doğa parçası bitki hayvan ve maden varlığı ile o grup için ortak hareketle herkesin ihtiyacına göre ortak paylaşımdı (mülktü).

Oysa ittifaklar sonrasında El mülküne dönüşen ortakyaşarlık alanları giderek başka El mülklerinin gaspına, başka El mülkünün (kolektif emek birikiminin) ele geçirilmesine dönüşerek meşruti! bir ganimet mülküne dönüşmüştür.

Ortakyaşarlığın paydaşlık ilişkisinden çapulcu paylaşımla fetih payları mülk sahibinin KEYFİ takdirine kalmıştı. Artık zorunlu yaşar lığın ortaya koyduğu işbirliğinden doğan hak edişler paydaşlığı yerine; çapulcu, talancı kılıç hakkı paydaşlığı içinde öznel düşünsel büyücülükle geçmişin ruhu unutturmuştu.

Köleci sistem içinde ortak işbirliği ve ortak kolektif emekler üretimi devam ediyorken paydaşın karşılık oran hakkı görmezden gelinmiş unutturulmuştur. Üreten emeğin işbirliği iradesi mülk sahibinin mülk sahibi olmanın hile iradesine dönüşmekle her şey alt üst olup köleci anlayışın sahte anlamlarına kavuşmuştu.

İşte sözde ganimet edilen! Mülk! Hristiyan ahalinin veya Müslüman olanlarındı. Ama fetih (!) toprağı olan mülk, kanınız aksa da padişahındı. Padişahın olan mülk padişahın dilediği kadarla, padişahın dilediği kişilere verdiği kadarlar ancak kimi kişilerin mülküydü.

Yoksa herkesin mülkü olan bir yerde “sen ağa ben ağa inekleri kim sağa” olurdu. Karşılıklı eksiğini tamamlayan ilişkiler başkaydı. Topluma yabancılaştırılan kişinin eksiğini kolektif üretim alanı içinde muhtaçlığa çevirip; muhtaçlığı yardım, iane, nimet, sadaka, ihsan, bağış, himmet, cömertlik gibi aldatan kafa putu kavramına çevirmek başkaydı

Özel mülk içinde herkesin mülkü olacak denen damak tadı herkesin mülkü olan bir yerde zaten kolektif alan paydaşlığı içinde çıkılmazdı. Hileye gerek kalmazdı. Herkesin mülkü olamaya başladı mı ‘sen ağa ben ağa inekleri kim sağa’ koşulları ortaya çıkar.

Özel mülkiyet anlayışı içinde kolektif servetin herkese mülk olduğu bir durumda yani kolektif refahın tabana yayıldığı bir durumda; üçkâğıt ekonomisi içinde oynanan enflasyon! Ve enflasyon canavarıyla, kişide biriken servet refahı seçilmiş mülk sahiplerine akıtılır. Özel mülkiyetin temelinde yatan düşünce (felsefe) budur. Hep hile ve hep al takke ver külahtır.

Kişileri mülkten yoksun kılarak muhtaçlıkları içinde kişinin biatini ve teslimiyet bağlılığını almaktı. Bu hileyi kolektif üretim gücünün belli bir gelişmişlik aşaması üzerine konuşlandırıyordu. Başlangıç koşulu içinde birikmiş bir kolektif üretim gücü zenginliği olmadığından, özel mülk kavramı ortaya çıkamıyordu.

Başlangıç koşulu şartları özel mülkiyet düşüncesine izin vermiyordu. Akla bile getirilemiyordu. Oysa kolektif alan eksiği tamamlayıcı karşılıklı oluşlar üzerinde kolektif sağlama ve kolektif üretim gücünü ortaya çıkarmıştı. Kolektif alan boyun eğmeyi değil, eksiği tamamlayıcı girişim nesnelliği üzerine kurulmuştu.

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 17:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!