Totem Nedir 7 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2939

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Totem Nedir 7

Totem meslekli temsili simgecilikte aldatma, hile yoktu. Sadece her olumlu durumun bileşik alanlı kendilik bir olumsuz yansıması vardı. Bileşik alanla girişen kişisi ve etnik sosyal anlayışın ittifakı alan içine taşınması vardır.

Temsilci oluş veya temsili oluş işin gereği totemi bazlı olmayı ifade ediyordu. “Etnik olmayı ve totemdik olmayı güden simgecilik ittifakı alan içinde “insan olma düşüncesi ile karşı karşıya olacaktı”.

Totemi kişiler etnik oluşlarını simge sel fikir hareketleriyle ifade ediyordu. Farklı renk giysi giymeyi simgecilik içinde ifade ettikleri gibi, kimi sağ omuz başını açan giysilerle kimi sol omuzunu açan giysilerle etnik olmanın ifadesini taşıyorlardı.

Sofra kurma, sofra düzeni, yiyecek adabı gibi davranışsal fikirler hep ittifakı düzen içinde belli bir etnik temsili yete özgü ifadelerdi. İşin tuhafı şuydu. İttifaklar totem alan etkili ve izole yapı özellikli etnik bağdaşmazlığı “insan olma” fikri buluşuyla aşmıştı. Etnikliği insan olmanın özünde eritmişti.

Oysa günümüzde emperyalist çıkarlar etnikliği ‘diri tutup’ kaşımak için İNSANLIK kavramının içine soktular. Kişilerin etnik ayrışması ve etnik çatışmasını “insan hakkı saymışlardı. Demokrasi ayaklarıyla etniklik insan hakkı kavramı içine girdi!

Emek herkeste bulunan birleştirici ortak özellikti. Emek birleştireni farklı tarz ürün ve farklı tarz tüketim nesnesi istihsal eder. Emeğin farklı tarz kullanım değeri ve farklı tarz tüketim değeri üretmesi içindeki emeklerin değişe bilirliği vardı.

Emeklerin birleştirici karşılıklı değer oluşu vardı. Tüm bunlar rasyonel ve nesnel emeğin birleştiriciliğiydi. Bu asılı unutturup etnik oluşu ve aynı dinden oluş gibi safsatalar eşliğinde bir türlü gerçekleşemeyen birleştiricilik dramları oynarlar.

Köleci sistem içinde “kolektif etki sadece üretirken” vardı. Ama bunu asla göremezsiniz. Çünkü köleci sistemle birlikte gerçekler hep gizlene gelmişti. Kolektif oluşa göre üretme işi vatan, millet, din kardeşliği gibi sanal söylemler altına gizlenir. Bu gizlemeler kolektif oluşa göre üretmeyi belirtilen bir zımdır.

Köleci sistem üretirken kolektif emeğe göre üretir. Ama üretileni paylaşırken kolektif emek gibi “kolektif etki” de yoktur. “Kolektif etki yerine” mülkiyetçi El mana anlayışının azarlayan takdir ve tekdir iradesi vardır!

Öyle ki köleci sisteme geçiş dönemi içinde “mülkün sahibi” söylemli düşünce ve algı ortaya konuyordu. Mülkün sahibi kim? dendiğinde de El deniyordu. Gerçi El kime karşı “mülk benim” diyordu onu da bilmiyoruz ya! Kuşkusuz ki El kolektif mülkiyete karşı kolektif zenginliklere ”benim mülküm” diyordu.

Eğer El doğadaki kendilik toprak, dağ, taş, hayvan varlığı, orman, göl vs. gibi verili düzlemlere “benim mülküm” deseydi bunu “üretim ilişkisinden on binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca yıl önceden, kime deklare edecekse söylerdi.

Üstelik yüz binlerce yıl önceden ortaya çıkmamış bir insana ve insan emeğine de El malım mülküm diyemezdi. Dese de ortada olmayan sömürülecek bir emek ile imar edilmiş ekilip dikilen bir saha olmadan “benim” demesi hiçbir anlam ifade etmezdi.

El algılı fikrin oluştuğu alanda El uçsuz bucaksız evrene benim mülküm demez. Kendisini İbrahim’e “ben El Şadday” diye tanıtır. Yani “ben dağlar sahibi olanım” der. Bu söz tam da El Şadday dağları eteğinde kolektif zenginliğin sürüsünü otlatan çoban kişinin, bencil tamah arzusunu ifade etmenin söylemiydi.

Kolektif alan içinde oluşan kolektif akışın eğimi sizi nesnel yardımlaşma, özneye dek dayanışma ve işbölümü üzerinde yine sizi kolektif olmağa zorlar. Bir besin nesnesini siz tüketmeden alıp grup alanı içine getiriyorsanız; güvende olma, geride kalana bakılma gibi diğer kolektif akışlar nedeniyleydi.

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 17:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!