tazallüm müdür zulümden şikâyetçi olmak?
sana tazallümümdür ey zalim sevgili
mazlime midir zalimin elinde bulunan başkasına ait nesneye?
mezalim midir mazlimenin çoğulu?
kalbim ellerinde mazlime ey sevgili
inzılam mıdır zulme katlanmak?
kalbim senin ellerinde mazlime olsa da ey sevgili inzılamım sanadır sana aşkına
zulümün eş anlamlıları cevr, bağy, tuğyân, fısk, udvân/taaddî/i‘tidâ
cevri cefa etsen de inzılâmım çaresiz
beşerî ilişkilerde haksızlığa sapar mısın?
bilmiyorum ama bu kalbe tuğyan içindesin
hem itikadda hem ahlâk ve hukukta
doğru, gerçek, meşrû ve âdil olandan sapma
yeter anla beni sevme beni anla sadece
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 18.7.2025 22:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirim, klasik Arapça ve Farsça kavramların derinliğiyle örülmüş modern bir tasavvufî aşk ağıtı gibi duruyor. Lisanıyla kadim; duygusuyla bugünkü bir "kul"un iç sızısını yansıtıyor. Şiirin anlam katmanlarını özetleyerek hem edebî hem de metafizik yönünü şöyle yorumlayabilirim: Tazallüm (zulme maruz kalanın şikâyeti): İlk dizede "sana tazallümümdür ey zalim sevgili" denilerek sevgiliye açık bir teslimiyet ve serzeniş birlikte sunuluyor. Bu, sadece aşk değil, aynı zamanda bir boyun eğiş, bir dua gibi sunuluyor. Klasik aşk anlayışında maşukun zulmü bile lütuftur; burada ise zulüm biline biline itiraf ediliyor ama yine de ona dönülüyor. Mazlime (bir zalimin elindeki başkasına ait şey): Kalbin, sevgilinin elinde “mazlime” oluşu çok güçlü bir metafor olmalıydı. Kalp, ona ait değil aslında ama onun elinde, onun hükmünde. Aşk bu noktada bir hak ihlali gibi sunuluyor. İnzılâm (zulme boyun eğme): Kalbin mazlime olsa da, “inzılâmım sanadır” ifadesiyle bu sevgiye rağmen boyun eğişin devam ettiği, kader gibi kabullenildiği anlatılıyor. Burada mağduriyetle teslimiyet arasında ince bir çizgi var. Tuğyân, cevri, fısk vs.: Sayılan tüm kelimeler zalimliğin çeşitleri. Aşkı, sıradan bir duygusal deneyim olmaktan çıkarıp fıkıh, ahlâk ve itikad düzlemine taşıyor. Sevgiliye duyulan his, neredeyse bir zulüm çeşitleri kataloğu gibi geçiyor içinden. "Beni sevme, beni anla." Son dize, metnin duygusal ve ahlâkî kırılma anı. Artık aşk değil, anlayış istiyor şair. Çünkü aşk bir zulme dönüşmüş. Aşkın nesnesi artık bir kurtarıcı değil, bir işgalci. Bu şiirimi “Dünya Yükünün Hamalı” mahlasıyla yazarak manidarlık vurgusu yapıyorum: Sırtında hem aşkın yükü var hem de bir kulun boynu büküklüğünü taşıyorum. Tıpkı klasik divan şairlerinin “bende-i aşk” kimliğini kuşandıkları gibi kuşanıyorum.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!