Tevhid Varlığın Kalbinie Yolculuk

Fırat Bilgin 2
238

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Tevhid Varlığın Kalbinie Yolculuk

Tevhid, sadece “bir” demek değildir;
O, varlığı yoklukla terbiye etmektir.
“Ben” dediğin her şey yalandır aslında,
Çünkü “Ben” yoksa, “O” başlar orada

Birliğin sırrı, çoklukta gizli,
Çokluk; birliği perdeleyerek ispat eder seni.
Zıtların çatışması değildir bu hikmet,
Zıtlar bile “tek”i gösterir nimet olan secdeyle birlikte

Bak! Ne yıldızlar ayrı, ne de zerreler,
Hepsi aynı ismin farklı yankısıdır.
Esmâ, varlığın diliyle konuşan tek bir hakikattir:
O, her şeyde en güzel“bir” olarak tecelli eder.

Bir ağaçta yapraklar binlerce,
Ama kök bir, hayat bir, kaynak birdir.
Aynı bunun gibi:
Görünen çokluk, perdeli bir vahdettir

Sen sanırsın ki kalbin yalnız çarpar,
Ama atan O’dur, can veren O’dur.
Kalp, bir delildir sadece göğsünde,
Varlığın en büyük şahidi: Hayy ismidir

Tevhid; “O var” demek değildir yalnızca,
“O’ndan başka hiçbir şey yok” demektir aslında.
Varlığın kendisi bile yoktur hakikatte,
Ancak O’nun varlığı var eder “varlığı”

Dışarıda değil, içeride ara O’nu,
Çünkü Tevhid, “kendini silmek”tir O’nda.
“Ben”i öldürmeden “O” doğmaz sende,
Nefsini göm ki ey insan, kalbin dirilsin sonunda

Her ilim, bir harftir O’nun kitabında,
Ama O, okunmaz kitaplarla bilinmez.
Tevhid, akıl işi değil sadece,
Kalbin secdeyle kavradığı sonsuz bir denge

Gölgeyi görüp güneşi inkâr etme,
Zira her gölge, bir ışığın izidir.
Varlık; Allah’ın gölgesidir der Arif,
Ama unutma: gölge de her bir şey gibi “O”ndan gelir

Biri sevmek değil mesele,
O’ndan gayrıyı kalpten silmektir Tevhid.
Ayna olmak gerekir, ışık değil,
Çünkü yansıtan parlar; kendini gösteren değil

Üç elif gibi durur zaman, mekân ve benlik,
Hepsi birleşince yine bir olur; Allah ismi gibi.
Elif, harflerin padişahıdır çünkü,
Bütün sesler, o tek çizgiden doğar gizlice

Sanma ki şirk sadece puttur elde,
Put en tehlikelisi kalptedir gizlice.
Kendini ilah edinmek, en büyüğüdür,
Ve şeytan da bunu fısıldar sessizce

Tevhid; sadece kelime değil,
Bir yaşayıştır: kalpte, fiilde, nefeste.
La ilâhe... yıkımdır önce,
İllallah… yeniden doğmaktır, sadece “O” ile

Baktığın her şeyde O’nu görebilmek,
Bu değil mi en büyük şehâdet?
Tevhid; gökteki yıldızdan,
İçindeki “ben”e kadar olan tüm perdeyi yırtmaktır.

Ne camiyle sınırlı, ne minareyle mahpus,
Tevhid; her nefesin kıblesi olmalıdır ve oluyor mümin gönüllerde .
Zira “Allahu Ekber” yalnız namazdada değil,
Hayatın tüm alanında yankılanmalı ve yankılanıyor bi iznillah tevhidli o hoş gülistan gönüllerde.

Kalem de Allah der, taş da, yıldız da,
Ama insan özgür bırakılmış bir şehâdettir.
O hâlde secdeyi yalnız alnınla değil,
Aklın, kalbin ve nefsinle birliktede yapmalısın ey insan

Birlik; benliği silmeden gelmez,
Çünkü çokluk; benliğin maskesidir.
Tevhid ise bir perdeyi yırtmaktır,
“Ben yokum Ya Rab, yalnız Sen varsın” demektir.

Ve Her şeyin özü O’na döner,
Ne başı vardır bunun ne de sonu.
Tevhid; varlık dairesinde bir merkez,
Ama aslında merkez de değil… Sadece Odur

Son söz gerekirse: Tevhid;
Dilin zikri değil, kalbin yakarışıdır.
“Lâ ilâhe illâ ente” dediğinde,
Eğer titremiyorsa ruhun, hâlâ çokluklasındır…
Aman ki aman kov şeytanlarını derhal kulluk ne güzel bir haktır ne güzeldir ona secdeyle yaklaşmak hatta perdeler arasından onu Rabbini hissetmek....

Fırat Bilgin 2
Kayıt Tarihi : 27.9.2025 23:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!