İnsan gün gelip de bir takım zorunluluklar gerektirdiği için bulunduğu (yaşadığı) yeri terk etmek gibi bir durumla karşı karşıya kalabilir..
Böyle bir mecburiyet ortaya çıktığında içten içe bir tedirginlik de ortaya çıkar ve gelir üzerine yerleşir kişinin.
İçini tanımlayamadığı bir duygu kaplar, yüreği sıkışır gibi olur, midesine kramplar girer, yemeden içmeden kesilir.
Kim bilir gitmek zorunluluğu olmasa yerinden bile kıpırdamayacaktır. Ama ah o şartlar yok mu, o şartlar, o mecburiyetler… Eli kolu bağlanır. Yapılacak bir şey yoktur. Çaresiz terk-i diyar edilecektir.
başka türlü bir şey benim istediğim:
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
Devamını Oku
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..



