___*___*___*___*___*___*___*___*___*___
....benim hiç tuttuğum bir futbol takımı olmadı. Çok zaman karıştırdım renklerini. Ne Galatabahçenin ne Fenersarayın müdavimi olmadım. Ve kartal olup beşiğe taş koymadım. Kınayıp eleştirmedim de futbol tutkusuna mağlup insanları. Ben ahbaplık tercihimi kalemden yana kullandım ve ben sosyal etkileşim gayemi sayfalarda buldum. Yazmak fiiline olan aşırı aşkımdan Yazar diyenlerde oldu, kendimi Yazar gördüğüm zamanlarda. Önce sevdayla tanıştım sonra sevdam oldu. İşte o sayfayı pay ettim insanlara; doğaya değerlere içinde yaşadığım topluma ve o toplumun fertlerine aşık olduğumu fark ettiğim vakit şairliğime delil şiirler çıktı ortaya.
Umudu yazdım, sevdaları, ayrılıkları, kavuşmaları, tutkuları yazdım. Arının bal yapmasını, anne güvercinin yavrusuna gagasında ekmek taşımasını, coşkun akan ırmakları yazdım. Aşağı mahallede işlenen töre cinayeti canımı yaktı. Sonra bir haber geldi, minik bir çocuğa araba çarptı dediler. Duydum ki alkollüymüş şoför. Bağımlılıkları yazdım. Kahveleri dolduran gençlere içerledim, işsizliği dert ettim. Enflasyona taktım kafayı,, sonra seçimlerde heba olan milli servete. Devletçiliği yazdım. Bazen de odalara kapandım. Bir mum ışığı yeter deyip sırf teknolojiye inat olsun diye gecenin sessizliğini daktilomun sesi bozdu. Ve ben o sessizliğin en abis yerinden haykıra gelen beni yazdım.
Tamamını Oku
Behzat AY,bir zamanlar 12 Eylül Cuntası'nın TDK'yı kapatmasına tepki olarak çıkarılan Çağdaş Türk Dili Dergisi'nde 'ÇIRILÇIPLAK YÜREĞİMLE' adlı köşesinde yazardı.Yazdıkları konular hep yaşamdandı.Yaşamın o büyük akışı içinde kalan ayrıntıları derler toplar,onlarla ilintilediği görüşlerini,duyuş ve düşünüşlerini paylaşırdı okurlarıyla.
İlgiyle okurdum yazdıklarını;Dergi'nin yeni sayısının çıkmasını sabırsızlıkla beklerdim.
Çünkü sahici bir dil kurardı ve doğrudan iletişime geçmeyi yeğlerdi okurlarıyla Behzat AY.
Konuyu nereye taşıdım birden :)
Değerli ÇETİNKAYA'nın 'Teferruat' başlığını attığı kroniğindeyim.Ve Behzat AY'ı salt bu sayfaya yazdıklarından dolayı anımsadım.
Çünkü Değerli ÇETİNKAYA da yaşamdan yazıyor.Çünkü kendini kasmadan yazıyor.Derdinin,dokunmak istediği konuların neler olduğunu ve bunlarla doğrudan ilgili olmasının nedenlerini ortaya koyuyor.Bir yandan da muhalif olduğu yaşam pratiklerinden söz ediyor.
Eylemlerimiz doğal ki kişiliklerimizle ilintili doneler de veriyor.Bireyin kendisi üzerinden olsun ya da olmasın özelde bireye,genelde de toplumuna dönük sorunlara/sorunsallara yaklaşım biçemi elbette ki önemli olacak.Sorun burada bitmiyor;tam karşıtı buradan başlıyor.
Başlamak risk almak demektir.Elinizi taşın altına koymak demektir.
Yaşam pratiklerimiz içinde elimizi ne değin çok taşın altına koyabiliyorsak işlevselliğimizi dinamik kılıyoruz demektir.
Ayrıntıları ıskalamakla başlıyor toplumsal iletişimsizlik hastalığı.Zamanla akutlaşıyor.
Apolitik bireylerden oluşan toplumların savunabilecekleri/sahiplenecekleri hiçbir şey kalmıyor zamanla.
Yaşamdan aldıklarımızı o büyük devingenlik içinde kendimizden süzdüklerimizle yaşamın kılcallarına taşımak gibi bir sorumluluğumuz/zorunluluğumuz var asla gözardı edemeyeceğimiz.
Yüzyıllar içinde uygarlığın çıtasının buralarda tutuluyor oluşunun ardında başka bir neden ,başka bir yeğleyiş de yok zaten.
Kutluyorum Değerli ÇETİNKAYA.
Ama...Yine de -azıcık da olsa,şakadan da olsa-Siz Fenerbahçe'yi tutunuz.
Erdemle.Işıkla.
Hayatın içinde olan şey yazdıklarınız ve devam eden.Süreğelen bir dönğüdür bu.Yazılacak şeyleri yazmazsa çatlar İnsan.Sadece bakış açısıdır yansıyan.Okumak inan güzeldi Mustafa Kardeşim.Selam ve dua ile.
Varsın deli desinler Mustafa Bey , siz yine de yazın.Türkçemizi koruyarak,kollayarak yazın.Biryerlerde bir çift göz okuyacaktır yazınızı,o da olmasa siz okuyor olacaksınız hayatınızı kendi kaleminizden,
Saygılarımla,
O kadar güzel yansımışsın ki ne yzalım şimdi diye düşünüyorum ve hayatın önce düşünmek olduğuna karar veriyorum.Hayatın bize yansıyanlar olduğuna karar veriyorm ve diyorum ki eğere yazamasaydık ,yansımasaydık yürek seslerimiz olmasaydı ne olurdu merak ediyorum.İyik yazansınız iyi ki yansıyansınız kutlarım .tam puan yüreğinize Mustafa hocam.
Evet Mustafa..Yürek dili dedikleri işte..Teferruat....O incelikleri ayrıntıları görebilen yüreğin dilidir..Kalemine sağlık gönlüne güç....))
Çok içten açıklamalardı..
Evet;yaşam da kalem uğraşlarımız da sürüyor..
Sizi,geniş zamanlarda okumayı diliyorum..
Başarılar,mutluluklar,aydınlıklar yanınızda olsun..
Ayrıntılar yüreğinize yük olmasın..
Selamlarıml.
çok harika bir yazıolmuş
tebrikler
Ben ahbaplık tercihimi kalemden yana kullandım ve ben sosyal etkileşim gayemi sayfalarda buldum. Yazmak fiiline olan aşırı aşkımdan Yazar diyenlerde oldu, kendimi Yazar gördüğüm zamanlarda. Önce sevdayla tanıştım sonra sevdam oldu. İşte o sayfayı pay ettim insanlara; doğaya değerlere içinde yaşadığım topluma ve o toplumun fertlerine aşık olduğumu fark ettiğim vakit şairliğime delil şiirler çıktı ortaya.
Güzel bir yazı çıkmış ortaya sevdazan.Bence devam et.Yüreğine,emeğine sağlık .Ardahandan kucak dolusu selam sevgiler.Mahperi KOÇ
Deli diyenlerde oldu bazen Mecnundan farklı görmeyenlerde. Haliyle yenmiş bir kafanın sahibi ben oluyordum. Bir dağın tepesinde kağıt bulamayınca çıkarıp atletime yazdığımı görenler hiç tereddüt etmemişlerdi baba kaçık demeye. Ben hayatta ki reyimi yazmaktan yana kullandım. Hani aramızda kalsın düşünce suçlusu bile oldum bir vakit. Geri adım atmayacağımı yazdım.
ÇOKKEYİF ALARK OKUDUM DÜŞÜNMEK HERKİŞİNİN İŞİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜ YAMAK ER KİŞİNİN
ŞAİR YOLUN VE KALEMİN HAKİTATEN AYRILMASIN
KALEM SANA ÇOK YAKIŞIYOR
BENDE GİZLİ GİZLİ ÇİMENTO TORBALARINA YAZDIGIM ŞİİRLERİM VARDI
ALLAH LAYIK ETSİN ŞİMDİ KİMLERE YAZIYORUM BİR BİLSEN
Yaşamın içine düşüşte bir kalem, bir dimağ, bir ruh, ben hayatı yazdım. Malum o yazdığım hayat devam ettikçe kelamımın satırlarla buluşması da devam edecek. Yeter ki okuyacak bir çift göz, anlayacak ruhlar olsun. Alkışa ne gerek var.
Yazıyor olmamın yanında hayat bir teferruattı çok zaman.
Teferruatı yazdım.
Sevgili Mustafa'm, insanoğlunun yazıya kalemden aşırdığı her kelime, her satır derin bir tefekkürün neticesi olmaya görsün. Hem okunur, hem anlatılır, hem de hafızalarda saklanır.
Dünyaya gelişimizin bile derin bir tefekküre mazhar olacak girift karmaşasından başlayan hayat çizgisinde nice düşüncelerimiz oldu kendimizle kavga ettiğimiz, insanlara kızıp küstüğümüz, sevdalı olup da vuslata ermeyince çektiğimiz derin azab.
Şu anlattığın kısa öykü bana derinlerden bir hazinenin çıkarılması kadar keyif verdi vesselam.
Böyle olmalı, yazıyorsa sık sık değil amma böylesine düşündürücü yazmalıydı benim can Mustafa'm.
Dostu seçerken kolay yanılmadıklarımdansın, yazdıklarını seni iyice tanıyan birisi olarak değerlendirmek daha bir keyif ve mana kattı dakikalarıma.
Kalemine kuvvet yiğidim, ama bu kadar ara verme ayrılığa. Unutma ki unutulmayasın. Gönülden hiç olmadın amma gözden de ırak olmayasın.
Selam ve muhabbetle.
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta