“tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır”
bu gün duyduklarım karşısında, bu atasözünü hatırlayacağımı düşünmemiştim doğrusu!..ama hatırladım işte!.hatırlar hatırlamaz, dikildim yılanın girdiği deliğin başına!.ne olur, ne olmaz diye de, lastik çizmeleri geçirdim ayağıma, soktum paçalarını içine!..sekiz karışlık bir sopa da kaptım, kızılcık ormanından; kavimi kavi!.vurduğum her şeyi halleder valla!.bahar geldiğinde yatak, yastık bile kabartırım onunla artık!..ne gerek var yani öyle hallaca mallaca de mi!.böyle bir sopan varsa eğer, istediğin gibi kullanırsın, kime ne!.ister fasulyeye kazık yaparsın, ister kapı arkasına dayak!.daha da olmadı, köpek kovalar( kıyamam onlara), yılanın başını ezersin!.😀
dedim de; ah canım, yılana kıyamaz tarafın varsa eğer, başka bir yöntem bulursun kendine...yani tatlı tatlı dil dökersin ki; böylece, yılanın da yaşam hakkı olduğunun bilincine erişirsin...aynen atasözünde değinilen tatlı dilini çıkarıp, tatlı tatlı konuşmaya başlarsın!..e yani, tatlı dilli olabilmek kolay iş değildir!.tatlı dilli olabilmek için tatlı yemelisin değil mi!.😀mübarek, tatlılar olmuş altın!..tatlı almak, tatlı yemek, tatlı dilli olabilmek mümkün değil artık!.bu nasıl pahalılıktır beh!..madem ki tatlı bile alamıyoruz,ben yeni bir moda yaratılsın istiyorum...yok yok, modalar yaratılsın!.
bakarak doyma modası ile çıplak gezme modası!.
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Yılan bu
Baktın çıkmadı
Yak biraz bez parçası deliğin önüne
Geç, üfle deliğe!
Tatlı dilmiş,
O eskidendi!
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta