Varmı bildiğin bir tatil,silkelesem beynimi,
Temizlesem beynimdeki,beni alan benleri,
Öyle bir doktora gitsem,alıp atsa şu beynimi,
Koysa zaman tüneline,gönderse bin yıl geri..
Değil sadece kendi,soyu sopu olmasın,
Gölgesinde uzanmayım, pınarımdan su almasın,
..
Bir zil sesi duyduk da
Sana geldik okulum.
Çantamızı aldık da
Sana geldik okulum.
Neşelenip taştık da
Tatil boyunca koştuk da
..
Yaşam boyunca tek başarım
Her adımda
Zamana ivme kazandırdım
Yolun yarısından sonra…
Umudumu gençliğe bağladım
Gençlik fren oluyor hayata
..
nasıl yapışırdı ellerimize umut
hatırlarmısın!
dört gün, dört gece...
tatil gibiydi ömrümüz
sevdikçe büyüdüğümüz
hatırlarmısın!
nasıl yapışırdı
..
Bir bayram daha geldi..
Kaçıncı kurban bayramı..
Hatırladığım..
Yine yollar tıkalı..
Gidenler
Gelenler
Herkes telaşlı..
..
Hallettik bayramı anasın sattım,
Telofona mesaj attım mı attım,
İnternetten bir kaç mail sarkıttım,
Dostlar bayramınız mübarek olsun.
Bir tatil havası estirdik şükür,
Kurbanı visaya kestirdik şükür,
..
İnsan Neden Gelişemez?
Dolmadan boşalmaz! Önce bilgi ham olarak yüklenecek, bu süreçte sabır gerek! Sonra bilgi işlenecek, bu süreçte akıl gerek! Sonra bilgi nakledilecek, bu süreçte de özveri gerek! Biriktirmeden, hazmetmeden, ezberleri dağıtmaya çalışınca da şirinlik olur ama maksadı karşılamaz! Muhabbet olur, hani muhabbetimiz bol olsun!
Suya doğan bebeklerin hava ile temas ettiğinde solumaya başlamasına benzer bir durum vardır insan gelişiminde. Yani insan, yeni bir duruma ait verileri aldığında yeni duruma uyum için gerekeni yani aslında içinde saklı, kodlu olan davranışı açığa çıkarır! Kısır döngüden kurtulması da bazı şok tesiri yapan özel durumlarla olabiliyor. Mevcut duruma ayak uyduranların yeni bir duruma geçememesi bundandır! Mevcut durumu kabul vardır! Ormanda kurtlar içine büyümüş çocuğun öğrendiği vahşi davranışları normal olarak yapmasına benzer durum vardır. Geri kalmış toplumlardaki veya kabilelerdeki yerleşik gelenekler ve inançların tesiri de buna benzer!
İnsanların bilerek ya da bilmeyerek kabul ettiği mevcut durumdan daha iyi bir duruma geçmesi çok zordur! Bir ilk olmalı ki onda görünsün yeni olan veya daha iyi olan durum. Önce deneyimlenmeli ki sonra uygulama olsun. Oysa yeni durumların önü eski öğretiler ve kutsal kabullerle kapatılır ki. İnsanlar mevcut hallerini devam ettirsin istenir egemenlerce! Yeniliklere sadece egemenler karar verir, tüketim ve kültür alanında insanları gütmek için! Bunun insanlığı sabitleştirdiği hatta yeni ihtiyaçlar karşısında gerilettiği de görünen bir gerçek! Hatta yeni olana öylesine bir ezber düşmanlık olur ki toplumun Orta Çağ kutsal öğretilerine kurban edilmesi normal sayılır! “Kutsal” dendiğinde toplumsal kabul gören ve asla sorgulanmayan her şey anlaşılmalı! Yanlışlığı tartışılamayan bir şeyin doğruluğu da anlamsızdır aslında!
..
Bir sen benden ayrılmıyorsun
Çok sadıksın çoook...
Kadir,kıymet biliyorsun
Beni seviyorsun sen!
Anlıyorum çok seviyorsun.
Ne bir tatil keyfin var
Ne hastalığın,
..
Ne güzel
Günlerin geçmesi
Ya mevsimlerin
Ardı ardına koşup gitmesi
Kısa günlerden sonra
Upuzun günler
Kısa geceleri
..
Polisler tek yürektir birbirinden ayrılmaz,
Devamlı çalışandır,görevlerinden yılmaz,
Vatanını sever haksızlıkları bilmez,
10 nisan bayramı polislere kutlu olsun.
Tatil,izin demeden görevlerini yapar,
Suçlu olanı tanır şüphelerini kapar
..
Bıraktığın gibi sıcacık her şey, soğumadı bıraktığın bu sevdanın ateşi, sönmeyecek güzel gözlüm. Aniden oldu her şey, aniden gittin sevgili, her şeyi ardında bıraktın. Yazık oldu hayallerimize, yazık oldu gençliğimize, dolup dolup boşalan gözlerimize, yazık oldu bebeğim. Oysa çok ağladım gitme diye, çok yalvardım. Nedense silip atmıştın yüreğinden, gözlerinden. Halen canım yanıyor biliyor musun? Halen gözlerim seni arıyor, dudaklarım seni söylüyor, yine arkadaşlarım seni soruyor, gecelerim seni arıyor, rüyalarım yine seninle sabahı buluyor.
Ne diyelim kader mi? Oldu mu biz, olmadı mı kader mi diyeceğiz? Seninle yaşadıklarımızı düşünmeye zamanın kalıyor mu? Sende hatırlayıp duygulanıyor musun? Eminim ki her seven aynı düşünür. Aynı duyguyu yaşar. Her şeyi yavaş yavaş yoluna koyuyorum. Sen yoksun, ama senin istediğin gibi yaşıyorum. Hayatımda yapmam dediğim şeyleri sende yaptım. Prensiplerimi yok saydım. Pişman değilim. Son zamanlarda hep okuyorum. Aşk ta taviz verilmemeli, yoksa aşk aşklıktan çıkıyor deniliyor. Biz çok verdik sevgili, çok çabuk harcadık, bitirdik, tükettik. Artık şunu da biliyorum ki, gelmek istesen de, pişman olsanda inadına kurban gidecek bu hayalim. Ben çok değiştim, artık ağlamıyorum, üzülmüyorum, yokluğuna isyan etmiyorum. Hiçbir şeye sinirlenmiyorum artık. Senin koyduğun kuralları uyguluyorum yine, fakat seni anmıyorum, eve gidip başımı yastığa koyduğumda seni düşünmüyorum.
Geçen gün gazetede bir aşk hikâyesini okudum. Severek ayrılmak zorunda kalan iki amca çocukları, aile arasında problem olur diye saklamışlar aşklarını, ikisi de başka biriyle evlenmişler ve 58 yıl hiç görüşmemişler. Kader onları huzur evinde buluşturmuş, sarılmışlar bir birlerine, ağlamışlar, hasret giderip eski günleri yâd etmişler. Bir birlerine olan aşkları yeniden alevlenmiş. Evlenmişler ve demişler ki eğer gerçekten sevip seviliyorsanız hep sevdiğinizin döneceğini bekleyin. Zaten ne olursa olsun o sevgi tükenmeden yaşıyormuş yeter ki yaşatmasını bilin! Böyle bir şans verilse idi huzur evi benim içi cennet olurdu heralde, zaten adı üstünde huzur evi, belki huzuru orada yakalardık. Belki hiç ayrılmazdık. Eğer gerçekten senin sevgin devam ediyorsa bu hayali kurmak için açmamak üzere gözlerimi yumarım.
Bugün Cuma, izin günlerimi bitirdiği daha önceki mektuplarımda belirtmiştim. Çarşamba dâhil, Perşembe Cuma günlerini, kendime özel tatil günü olarak belirledim. Çünkü Çarşamba günleri sana gelmek için büyük heyecanla hazırlık günümdür. Otobüs firmasından yerimi ayırıp, Perşembe sabahı erken saatlerde, terminal çay ocağından sıcak çayımı yudumlarken 05.00 otobüsünün gelmesini beklerim. Binememek koymuyor ama kavuşamayacağımı bilmek yıkıyor beni, çünkü beni bekleyen yok. Otobüsün arkasından el sallarım. Gelsem de göremem, görsem de yaklaşamam. Zaten yüzüme bakmazsın. Değil mi? Otobüsün dönüşünü beklememe bile gerek kalmıyor zaten senden ayrılıp gelmeyi hiç sevememiştim. Böylelikle seninle geçirdiğim anların sadece sana gelişimi kutlayabilirim. Eve geldiğim de biriktirdiğim biletlere bakarım. Yanlış anlama seni anmıyorum, sana ağlamıyorum. Sadece yolculuğu çok sevdiğim için biletlere bakıp hasret gideriyorum. Gülme ama yine kendimi kandırıyorum değil mi? Varsın sen öyle bil.
..
Tatlısı ve acı anılarıyla bir ramazan ayı daha geçdi böyle
Bir meltem gibi ardından sürüklendi bayram günlerini yine
Disilin içinde geçen zamanlardan rehavete erişdik gene
Aileler tatil günlerden kaynaklı mutlu bir arada pürneşeyle
Çocuklar kavuştular anne babalarına doyasıya bu günlerle.
Bayram içinde bayram saklanmışdır; isteyene verilir hepsi
..
Tatil olup başköyüme uğrasam
Baran abim ile 1 hafta kalsam
ekmeğini yeyip havasın alsam
Benim de gözümde tütüyor köyüm (Gökhani)
Bilirim gökhanım gönülden sözün
İnşallah gelirsin beklerim yazın
..
uyuma vakti.
Ben şimdi yatacağım.
Yine soluma dönüp
Yorganı üstümden atacağım.
Ankara ya kar yağacakmış bu gece.
Bana ne..
Yollar buz tutacakmış
..
Kim bana gelmem dese, o mecburdur gelecek
İsteksiz gelen adamı söndürür, boğarım
Salacağım yılanları, göğsünü delecek
Ölümlere gebe kalırım, ölüm doğarım
Benim şifrem gizlidir tabutlardan evvelce
Abdestin al, namaz kıl, gir koynuma güzelce
..
Dernekler, sakınca
Bulunan hallerde,
Yetkili kılınan
Mercinin emriyle
Faaliyetten alıkonulabilir.
Alıkonulmak işi, Pontus
Alıkoyma işine
..
Hergün dedinmiydi…
Hergün harfi harfine anlam ve icerikle
Sali Cumartesi cumadan evveli persembe carsamba Pazar..
Bayram tatil hisarda seferde yolculukta seyhatte
Derin dere yüksek doruk düz ova sarpa bayir hergün
Cicek acarken cagla dökerken yaprak solarken subat temmuz eylül…
Kozasinda tomurcuga uyanan gelincik ve kekik bayirlarinda esip tüten efsun firari
..
OKULLAR TATİLE GİRDİ
Srtes attım rahatladım,
Keyfi ikiye katladım,
Kanatlarım varmış gibi,
Hem zıpladım hem atladım.
..
Kitap fuarı var. Daha gidemedim. Avni Bey her gün oradayım ben diyor. Okul dönüşü uğruyorum. 10 dakikalık bir yer. Okuldan 4 otobüs gitti. Ben onlarla gidecektim olmadı. Aynı gün bilgi yarışması vardı Süleyman Demirel’de. Bu ismi duymaktan rahatsız oluyorum. En az Kenan Evren ismi kadar. Değişmeli onun ismi verilen yerler. Ben yine de bilgi yarışmasına gittim. Yarışma boyunca strese maruz kalıyor onu yenmek için elimdeki bulmacayı yapıyordum. 2. Olduk. Üzüldüm. 1. Olacağımı zannediyordum. Öğrencilerimiz de 1. Olma zorunluluğunun baskısı altındalardı diye yorum yaptık.
Bu bir yabancı gazetenin deyimiyle 40 yıl ülkesinin aleyhinde çalıştığı halde en yüksek makamlarda oturanların başında geliyor. Bu adam bütün sorunların başında geliyor. Onun adını taşıyan salona gitmek değil ama adını anmak zorunda kalmak bile zoruma gidiyor.
Bu tayin işi benim psikolojimi hakikaten bozuyor. Hâkim arkadaşa telefon ediyorum. İdare mahkemesi başkanı ile seni görüştürürüm diyor. Daha o kula gitmedim bile. Neden gitmedim gitmemekte direniyorum bilmiyorum. Geçinmeye niyetim olmadığı için değil mi?
Akşam Fatih enişte aradı nişana geliyor musunuz diye. Süheyl evleniyor. Sevindim. Büyük bir yük kalktı başımdan. Onun benden beklentisini karşılayamıyor olmam beni zor durumda bırakıyordu.
Bu günlerde sıkıntılarımın çok olduğunu mazeret beyan ederek beni affetmesini istedim. Abim giderse onunla gelirim belki dedim ama o onun gelmeyeceğini söyledi.
Tahir hocam kitaplarınız verin taşıyayım dedi. Olur dedim. Atilla İlhan’ın şiir kitabı ve günlük yazdığım defter de kitaplar arasındaydı bir de plan, öğrenci resimleri, ödev kontrolü ve sözlüler için veri biriktirdiğim listelerle birlikte bazı kâğıtların bulunduğu dosyam vardı. Bir kitap çıkarmadınız hocam dedi. Dua et dedim çıkarayım.
Bu kez kitabımı çıkarmalıyım seneye fuara yetişmeli ama nasıl? Dernek bünyesinde bedelsiz satılmak karşılığında derneğe bağış alınmak suretiyle bassak nasıl olur? Yoksa bir yayınevine gerek duyulacak ki bu da bana çok zor gözüküyor. Dini şiirlerimi mi yayınlamalıyım önce. Açılım İslami İlimleri yayma ve yaşatma derneği olan bir derneğin çatısı altında yayın yapılınca en uygunu bu olur her halde.
..
“Verin ki bende gezim! ”
Çalıştım ben aylarca
Geldi çattı işte izin
Ben çıkıyorum tatile
İşler olsun artık sizin
..