Taş uykusu Şiiri - Poyraz Can

Poyraz Can
74

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Taş uykusu

Üşüyorsun anne, toprağın altı da hep böyle soğuk mu?
Üstündeki taş bile seni inkar eder gibi dik duruyor,
Ben diz çökünce, seninle beraber yeryüzüne sırtımı dönüyorum.
Duyan yok, ağlayan da yok… sadece taş ve ben konuşuyoruz.

Bir mezar başında büyüdüm ben,
Kimse anlamaz, bir çocuğun annesiz susmasını.
Gözyaşlarımın dili yoktu,
Ama sen hep duyardın, değil mi toprak altından da?

Sana anlatamadığım ne çok şey var,
İlk kavgam, ilk yalnızlığım, ilk düşüşüm…
Baba olmadı mesela,
Bir fotoğraf gibi yaşadı hayatımda; sessiz, tozlu, tek kare.

Sen gittikten sonra, ben içimden eksildim,
Her doğum günümde adını dua gibi üfledim pastalara.
Beni gören “ne adam olmuş” derken,
Ben içimde hâlâ senin eteğini tutan çocuğum anne.

Kimse bilmez, mezarına gizlice defter bıraktım,
Sayfalarında sana yazılmış sustuklarım vardı.
Rüzgar çevirirse okusun diye,
Tanrı’ya bile anlatamadıklarımı sana fısıldadım.

Seni toprağa verdiklerinde,
İçimdeki baharı da gömdüler.
Bir daha çiçek açmadı ellerim,
Kuru dallar gibi titredim mevsim mevsim.

Her kadında seni aradım,
Ama gözleri senin gibi dua etmiyordu bana.
Şefkatin yoktu kimsenin avuçlarında,
Ben senin koynunda yarım kalmış bir uykuydum.

Sana yetişemedim anne,
Ne zaman ki “başardım” desem,
Hep senin yokluğunun tam ortasındaydım.
Övünemedim, çünkü övülmeyecek kadar eksiktim.

Artık kendime anne diyorum bazen,
Kendimi teselli ederken,
Senin sesinle konuşuyorum içimde,
“Geçer oğlum, her yara geçer…”

Geldim yine, bu taş uykunun başındayım.
Toprağını seviyorum usulca,
Belki bir gün seninle buluşurum diye,
Kendimi de yavaş yavaş gömüyorum yaşarken…

Poyraz Can
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 12:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!