Taş diyip geçme,
Bir olur sabır taşına dönersin,
Bir olur ilk taşı içinizde ki tek günahsız atsın denilen taş olursun.
Bir bakmışsın taş yürekli olmuşsun,
Yüreğin taş,
Dokunamıyorsun hiçbir şeye.
Sonra beştaş olmuşsun çocukların elinde,
Atıp tutuyorlar seni,
Sen onları oynatıyorsun, onlar seni.
Taş duvarlar örerken buluyorsun kendini
Kimseyi sevemiyor,
Güvenemiyorsun bazen,
O duvarlar ki kale suru gibi.
Lületaşı olmuşsun en son ne ateş yakar ne köz,
Bir değirmen taşı gibi önüne geleni öğütür durursun arasıra.
Bir de başmışsın tesbih taşı olmuşsun tek tek çekersin bütün yaşadıklarını,
Bir tek yaradanın adı kalmış dilinde.
Taş diyip geçme,
Taşında kalbini sızlatan bir damar var,
İşte o damara dokunursan
O taş da kum gibi dağılır,
Bırakır kendini, suya, rüzgara, denize.
Yeter ki sen dokun o ince damara
İğne ucu kadar hissederek.
Çatlasın o taş orta yerinden
Çiçek açsın en ummadığın yerden.
Sen işte taşsın hayatın bir yerlerinde,
Yüreğim, sen, ellerin,
Ellerine dokunamayan ellerim,
Yüreğine dokunamayan yüreğim
Taş.
Senden başkasına taş.
Mine Yılmaz Sevinç
22 Haziran 2023
12:52
Kayıt Tarihi : 20.6.2025 13:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!