Arzın dönüm noktası, bak! Coğrafi keşifler,
Bulunca pusulayı durmaz artık kâşifler.
Coğrafi bilgi artmış, cesur gemici rehber.
Okyanuslar ötesi, artık başlıyor sefer.
Yol arayıp duruyor, batı doğuya muhtaç,
Yaban arısı gibi kanat açmış göklere
Ağır ağır tırmanır Şentepe yamacına
Huzur içinde gider çiçek saçmış göklere,
Metrodan alır yolcu ulaşır amacına
Ne de güzel oluyor tepeden kuşbakışı
Bahar geldi yaz geldi
Kalbime bir haz geldi.
Kalk gülüm oynayalım
Sarı saplı saz geldi.
Çarşıya kiraz geldi
Ebruli bakışların altında gülen bahar,
Lavanta kokusuyla bitmesin leyl-ü nehar,
Ilgıt esen yeliyle alnımızı okşarken,
Çağıltılı nehirler vadilere koşarken,
Gidin çocuklar gidin radyasyonsuz kırlara,
Nisan yağmurlarının öptüğü bozkırlara,
Binin buluttan ata yetişin rüzgârlara,
Selam verin göklerden çiçekli diyarlara,
Meleklerin yurdunda dönün bahtiyarlara,
Gidin çocuklar gidin radyasyonsuz kırlara,
Köşe bucak yanımdın,
Damarımda kanımdın,
Hani benim canımdın,
Darda kaldım gelsene,
Zorda kaldım gelsene,
Sararınca başaklar bir temmuz güneşiyle
Ateş dilli gündüzler buluşunca eşiyle
Nar yüzlü öğlen vakti kurutur gözyaşını
Güneş tatlandırırken yaz ile kış aşını
Benim doğduğum topraklar Asya, Avrupa ve Afrika’nın merkezi konumunda olan Anadolu’nun bağrındadır. Buradaki insanlar, Anavatan Orta Asya’dan göç edip gelen Oğuz Boylarının Dede Korkut neslinden olan Baksı Türklerindendir, bu yüzden benim köyümün adı Baksı’dır.
Benim doğduğum bu topraklarda her sabah güneş umuda, aşka, sevdaya, hasrete ve çalışma azmine bir başka ihtişamla doğar. Tabiat erkenden ışıl ışıl uyanır, güne Bismillah diyerekten erkenden başlanır.
İklimi bir başkadır benim topraklarımın kışları çetindir, bembeyaz kar örtüsü itinayla boyar etrafı altı ay yerden kalkmaz. Yağmurlar karlar üstüne sağanak sağanak yağar, dağdan taştan cepheye koşan ordu gibi seller sular akar. Karışır deli Çoruh’a coştukça coşar. Kabardıkça kabarır tıpkı benim sevdalı yüreğim gibi. Kimi zaman da bir bakarsınız süzülen bir gelin gibi nazlı nazlı da akar deli Çoruh. E! Ne dersiniz o bir Karadenizlidir. Bereket sunar çevresine. Yolu uzundur uzanır Batum Delta ovasına doğru.
Bir küheylan hızıyla, geçerken topraklardan,
Dağlara ferman sesi, duyulur uzaklardan,
Aldı bağrımı ateş, gönlüm hicrana yandı
Göçmen kuşlar misali ben hicretten hicretten
Özlemin kanatları ufuklara dayandı
Şiir oldu lal dili ben hasretten hasretten
Bulutların gözyaşı firakla filizlendi
“Şiddete maruz kalan hanımlarımıza”
Benim sevda çiçeğim sana nasıl kıyarım,
Bütüne varmak için sendedir diğer yarım,
Sebeb-i nüzulümsün anam, bacım eşimsin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!