Tarihselliğini Arayan Düşünce 22

28-]Sizin öznelliğiniz sosyo toplumsa sisteme girdi ve irade olurken; küçük ve sınırlıdır. Ama sistem çıktısı size dönerken, sizin keyfi davranışlarınızla olamayacak denli büyük ve sizin keyfi oluşunuz içindir.

Nesnel ve öznel ilişkiler, zorunlu bağıntılı ilişkilerdir. Zorunlu bağıntılı ilişkiler kırpılan, sınırlanan, frenlenen kayıplarla karşılanan ilişkilerdir. Ama kazanımlar çok büyük olmaktadır. Ve tekil olanın kendi keyfiliği içinde oluşla asla kazanç yapamayacağı denlibüyüklükte ve muazzam genişliktedir.

Bu nedenle sistem girdisi başlangış hareketi için sizin özel, öznel ve keyfi oluşlarınızdan kayıplarla başlar. Bu kayıplar sistemin devinim enerjisini düzenleyen kayıplardır. Bir kısım öznellik, keyfilik ve özel yaşamlarkaybı sistemin başlangıç girdisi karşılanma kayıplarıyken.

Sistem çıktısı umulmadık ve beklenmedik asla bilinemezdik kazanç, keyfilik, öznellik ve özle yaşam lüksüne kavuşma olmaktadır. Baştaki kayıp keyfilik ve özel oluşluk, ortada, doğada hiç olmayan kazanç, keyfilik ve özel yaşam süreçlerine dönüşmektedir. Yani insan bahse konu olmaz bu kayıplarla doğada olmayan kendi öznelliğini, kendi bilincini, kendi özel yaşam ve keyfiliğini, böyle üretmektedir.

Toplumun bilinci ve toplumun öznesi; kişiler bilinci ve kişiler öznesinden mücmel oluşladır. Toplum öznesi ve toplum bilinci, kişi özne ve bilincinde olmayanları da kapsadığından, kişi bilincinden daha büyüktür. Hatta toplum öznesi ve toplum bilinci, kişi ve kişiler bilinçleri toplamından da, daha büyüktür.

Bu nedenle toplumsa boşluk alanlar bir üretim ilişkileri ve tüketim alanları gerçekleşmesini sağlayan tutum ve eğilimlerimizin gerçekliğidirler. Toplum sağlayışlarımızı o sağlayış nesnelliğine uygun üretişle ürünlerini kişi öznesi sağlayanlarına ve kişiler kullanım tüketimine dönüştürür.

Sosyo toplumsa boşluk alanlarındaki bu gerçekliğin hakiki bilgisi, kişilere yansır. Kişiler bu hakiki bilgiye göre, bu boşluklu alan eğilimlerinde istekler var ederler. Kişiler istekleri, özel yaşam keyfilikleri olur

İşte sizin bu zorunlu eğime göre istekler var etmeniz nedeniyle alan size, büyük sağlatımlar yapar. Bu sağlasan talep eşmeniz nedeniyledir ki, alan sizin istediğiniz gibi davranıyormuş gibi gelir. Zaten alanın tasarım ve plancısı, toplumsa öznel bilinçtir. Dolaysıyla boşluklu alanın içi kişi öznel bilincidir denebilir.

Burada şunu da vurgulayalım. Doğanın, olgu ve olayların, nesnelliklerin; sizin keyfiniz üzerindeki nedenlerle davranırlar. Siz bir davranış alanının gerçek nedenlerini kavrayışla, talep eşmelerinizi o eğim içinde oluşlarla yararlanımıcı keyfiliklerinizi ancak çevrim içine sokarsınız.

Şu da bir gerçeklenmeler yasasıdır. Her kesikli sürekli oluş; kendi sınırlı kesikli topaklı yapısından ötürü ileri sürece bir fren ilişkisi ortaya koyar demektir. Bu fren ilişkisi yada aşılacak olsa bile karşı direncin oluşması, o girişmenin olgu ve olayı içindeki boşluklu tanecikli yapı alanın oluşmasıdır. İnsana dek öznel alanların; insan öznelliğinin; insan keyfiliğinin; oluşup konuşlandığı noktalar, burasıdırlar.

İşte sosyo toplumsa boşluk ve alan içine analık, babalık, evlilik gibi nesnel oluşa göre ilişkilenen durumlar yine; aşk, düğün, kına, takı, cennetin anaların ayağı altında olması gibi öznel (keyfi) ve ilinekse oluşları koyup, devindirebiliriz.

Evliliğin mülkçü ilişkiler içinde nesnel bir yanı vardır. Sosyo komündü yapılar kişinin değil, bütünün cinselliğini düzenleyen bütünsel bir süreçti. Oysa mülkçü toplumsa üretim ilişkileri nedeniyle cinsellik özel sahip olunan, parça işlevlere yarılmıştır. Mülkçü sistem ancak bu zaman işlemeye başlamıştır.

Sistem neden parçalandı? Sistem üretim ilişkilerinin alabileceği her hangi bir boyut yol içindeki sadece özel mülkiyetçi yola sapışın özel mülkiyetçi paylaşımları yüzünden bu şekil parçalandı. Artık eşitsiz üretim ve eşitsiz paylaşımla, sistemin özel ve öznel bilinç oluşu vardı. Sistem kişi emeği kazanımına doğru parçalanmıştı.

Artık çağlar boyunca, bu eşitsiz üretim ve eşitsiz paylaşımlar, olabildiği kadarla; süreç öğrenimleri ve süreç ilşikileri içinde eşitlikçi değerlerin çevresine yaklaştırmanın adaletçi ve hukuki devinmeleri ve mücadeleleri sürecine dönecekti.

Sistem ortak tüketim ilişkisinden; kişi sahipli, üretim ve mal tüketim ilişkilerine geçmiştir. Artık Alinin karnının guruldamasından doğrudan o (sosyo komündü topluluk) sorumlu değildi.

Özel sahiplik, mal zenginliğiydi. Ve mal zenginliği de umulmadık bir egemence buyurma gücü ve lüksü sefahatle yaşama demekti. Hâlbuki ki sosyal birliklerin ne tekil, ne tümel, sefahatleri de yoktu.

Mal sahipliği mal intikali anlamasını ortaya koymuştu. Mal intikali de doğacak neslin mutlaka sizin ilişkinizde, yani sizin canınızda, sizin kanınızda olmayı, mal sahibine düşündürtmeye başladı. Çare neydi? Çare cinsel ilişkiyi de özelleştirerek, cinsel hizmet sunumuna da evlilik yoluyla sahip olmaktı.

Sürecek