Taşların arasında yankılanan bir sessizlik var,
Ne ölümün, ne doğumun sesi —
Zaman bile diz çökmüş bu avluda,
Çünkü hakikat konuşmaz,
Sadece bekler.
Bir kandil yanıyor kuzey duvarında,
Işığı kımıldamıyor,
Çünkü karanlık da artık öğrendi:
Bazı ışıklar sadece içeriden yanar.
Bir adım atıyorum,
Yükseliş başlıyor basamak basamak —
Aşağı değil, yukarı değil,
İçeriye doğru.
Her basamakta bir kelime kalıyor geride,
Her kelimede bir perde yırtılıyor.
Ve sonunda anlıyorum:
Tanrı’yı anlatan değil,
Tanrı’yı dinleyen sessizlik kutsaldır.
Ortada bir taş duruyor,
Üzerinde ne sembol, ne yazı.
Sadece bir yansıma:
Ben.
Usta fısıldıyor gölgelerin ardından:
“Tapınağın duvarları dışarıda değil,
Kalbin etrafında örülüdür.”
Gözlerimi kapatıyorum —
Ve tapınak kayboluyor.
Ama sessizlik kalıyor,
Daha derin, daha gerçek,
Bir evren kadar geniş bir iç huzur.
Orada, hiçbir ses yok,
Ama her şey duyuluyor.
Ve ben anlıyorum nihayet:
Kayıp kelimeyi değil,
Kayıp kendimi bulmuşum.
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 4.11.2025 15:29:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!