Işıkları ıssız bir seviyle kucaklayıp, müstesna bir gençlik iksiriyle yaşanmamış aşklara kuşansak
O uğultulu yaşam sevinçlerinin kırık halkalarına tutunarak çürümüş ömürlere gözyaşlarımızı sürsek
Sonra acemi dilimize yangınları da sevdirip, eriyen renklerin girdabına dalarak serinlesek
Bir bıçak sokulsa arlı yaramıza, kutsanmış bir namlunun umarsız hıçkırıklarına tutunsak…
Sınanmış yaşanmışlıkların ihtimalleri hep gözyaşıdır sevgili, ardında kalan birkaç dizeyle okşar bizi
Suskun ağlara sarılmak gibi asildir ağlamak, yurtsuz bekleyişlerin kekre miadına sarmalar öfkemizi
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



