O yıllar kooperatif kuruluşlarının dört bir yanı sardığı yıllardı.
Herkes bir kooperatife paçasını kaptırmış, çıksa çıkamaz, Kalsa kalamaz ev sahibi olabilmek için bekler dururlardı.
Ha bu sene ha bu ay derken yıllar yılları kovalar inşaatlar bitmek nedir bilmezdi.
Benim ailem de bu kooperatiflerden birisine kapılmıştı. Biz de bekler dururduk 3 oda bir salon olacak olan evimizi.
On beş yıl süren beklemenin ardından kura çekimleri yapılıyordu.
Heyecan dorukta. Kaçıncı kattan bir eve sahip olacağımızın merakıyla nefeslerimizi tutmuş kura sonuçlarına bakıyorken 5. kattan bir daire çekmenin mutluluğunu yaşıyordu babam Mehmet Polat. Derken karşı komşumuz belirleniyor, kuracının dudaklarından Ali Demirhan ismi dökülüyordu..
Biber
“Ulviye sen biliyorsun Türk pezevenk daha iyi.”
Aliyona’nın dudaklarından fırlayıp beyinleri delen bu cümle ile açtı koca gözlerini Ulviye, ve dikti karşısındakinin ürkek gözlerine. Acaba kurduğu cümlenin anlamını biliyor muydu? Yoksa yarım yamalak Türkçe’si ile bir şeyler anlatmak isterken sözcükler mi karışmıştı ağzında.
Sen benim emziremediğim,
Çalınan ve birtürlü çalınamayan
Bütün kapılarda beklenen,
Çıkan ve çıkmayan sokaklarda
Yolu gözlenen,
Ruyalarımın sunduğu
Yıllar yıllar öncesi
Beş- Altı yaşlarındayım
Ankara Hamamönü semtinde oturuyoruz…
Annem dikiş dikiyor. Çok iyi bir terzi. Babam sağlık memuru.
İki kardeşim var bir de ben üç çocuk.
Muhteşem bir aile…
Bacalarımızdan göklere savrulan dumanların
İnip çökeceğini,
Çökerken sizleri de çökerteceğini,
Arka sokaklardaki kaldırımlara sinen is karasının
Gün gelip uygun yerlerinize bir alın karası olarak bulaşacağını
Bilemeyecek kadar kör bakan
Kız olmadan kadın olduğunu zanneden,
Baba evinde para edecek bir mal,
Koca evinde karnı şişirilip
Sırtına semersiz yükler yüklenecek sessiz hamal,
Saçının teli sayısınca cehennem ateşiyle ödüllendirilmek için
Kısrak ayaklarından söktürülmüş sayısız nal…
Anlatılmayan sevgiler
Kelimelere sığmayan heceler
Ağlatan mevsimler
Güldüren bebekler gibi unutulmayan olmayı nasıl başardın…
Yılların kuş canavarıydı
İşini bilen cinsinden
Zilli kuklalar yapar
Cilaya istediğince pırıltı katar
Fırçalar da fırçalar,
Kola bacağa bağladığı ipleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!