-miş’li zamanlarıyla
-ecek’li zamanları çoktu.
-yor’lu zamanları
Hiç olmuyordu.
Sara nöbeti galiba
Gardiyan, gardiyan! Pat küt tak… tak …. Tak…
Sesler bağrışmalar ve beton zemin üzerinde olta iğnesine takmaya çalıştığınız bir solucan gibi kıvrım kıvrım kıvranan küçücük cılız bir beden.
Ağzında köpükler
Tırnakları işkencede sökülmemiş olsa kanayacak avuç içleri
Kasılan açılan debelenen bir zavallı kelebek.
Bir yumak kara bulut
Yükseklerden bakıyor
Öyle çatık ki kaşları
Güneşe bile meydan okuyor
Bir rüzgarın pençesine düşerse
O da görür gününü
Tel tel ışıdı saçlarınız,
Yeşil, mavi, ela, kara,kristal bakışlarınız
Tenlerinizde öpülesi pembe güller
Gamze gamze çiğ taneleriyle
Tan yelleri estirdiniz eril bedenlerde
Zemheride açan baharlardınız
Akşamın bakışlarımı öptüğü yerden yükselen bir gökkuşağısın.
Çocuk damağında şeker eriyişi gibi,
Zapt ediliyorken iliklerim
Yedi renk sanırlar seni
Oysa,
Duru
Görünür yeri şiir
Görünmezliği hortlaksı bir şair
Baba kalbinin
Parmaklarda titremesini verip
Oğul gamzesi alacak
Özlem kavruğu ufuk altında
'Bana esmeyi anlat
Esip geçmey anlat'*
Rüzgarcık
Kime ne anlatırsan anlat ama
Bana sevilmeyi anlat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!