Gökyüzünün mavisinde, asılı kaldı bir martının sesi.
İnmeye meylederken, gemi güvertesine, kesiliverdi nefesi.
Alt tarafı havaya atılan, bir lokma simidi yemekti istediği.
Düştü umudun peşine, kanat çırpıntısında takati kesildi.
Boğaz da ki gemi güvertesinin, mendireğine son anda yetişti.
Biraz dinleneyim, boğazda sefa süreyim deyip, yele verdi kendini.
Az gitti, uz gitti, daldı rüya âlemine, boğazın öte tarafa geçti.
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,