Ezo gelin,düğürcük çorbası içemedim.
Hani nerede kaldı dedemin tahta kaşıkları,
Hani benim un aşım,
Hani nerede kaldı benim boz aşım,
Nrde çanak peynirim?
Hani süzme yoğurdum?
Kalmadımı bir kaşık olsun,ağız?
Balımız kalmadı.
peteğimiz kalmadı.
Bağımızdan olma,öz pekmezimiz kalmadı.
Üzüm şıramız,bal şıramız kalmadı.
Pekmezli yoğurt,ballı-tereyağlı dürüm kalmadı,
Dedemin kendi öz kovanından kestiği.
Arıları dağılmış geçmiş,
O güzelim bağ dağ olmuş,
Ağaçları kurumuş,
Asmaları sökülmüş,
Dedemin elleriyle diktiği bağ kurumuş.
Şekerpare yok artık.
Benekli kayısı yok.
Tatlı çekirdek yok
Çekirdekli üzümler yok artık.
Viran olmuş ören olmuş evleri,yerleri.
Tahta kaşıkları kırılmış,yok olmuş.
Çeliğe malub olmuş,dedemden kalan ne varsa.
Ben tahta kaşıklar zamanına yetişemedim.
Ben tahta kaşıklar!
Kayıt Tarihi : 25.8.2008 16:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!