Bir genel meclisti.
Cümle alem filozofu gelmişti.
O'nu da bu müsabakaya çağırmaları isabetti.
Galip gelenlere, ENTERNASYONEL ALTIN TAÇ giydirilecekti.
Gelinen yerler farklı, seyahatler, vasıtalar farklıydı.
Eflatun İDEA SİTESİ'nden aristokrasi faytonuyla gelmiş,
Aristoteles, ORTA SINIF'tan iyi niyetli demokrasinin
kanadına binmiş,
Dante EVRENSEL KRALLIK'tan kraliyet merasimiyle gelmiş,
Machiavelli PRENS'ten izin almadan yaya yol tepmiş,
Hobbes ise DOĞAL YAŞAMdan usanmış,
Sözleşmesini yapıp ta gelmiş,
Montesquieu, DEMOKRASİ SİTESİ'nden, kuvvetleri
ayırmak için gelmiş,
Karl Marks, filozoflar arasında SINIFSAL ÇATIMA ları
önlemek için gelmiş,
Archimed kendi yaptığı teknesine binmiş,
Newton da gökten üç elmayla düşmüştü,
Doğudan İbn-i Sîna yetmezdi tabi,
Çünkü o Aristoyla aynı görüşte olduğu kanaatindeydi.
Karadenizistandan olan Temel'in derdi,
Gezip görmekti o yüce meclisi.
Derken atladı takasına, o da meclisi şereflendirdi.
Yeter miydi Doğudan iki kişi? yeterdi tabi.
Çünkü (Doğudan) gelenlerden TEMEL'di biri.
Nihayet meclis açılmış, çıkmıştı ortaya biri.
Bizim Temel'de arsız mı arsız sivri mi sivriydi.
Her biri mülahazalarını arz ederken, araya giriverdi.
(İlkler daima sakindi)
Eflatun'a göre ARİSTOKRASİ ydi yönetecek ideal devleti.
Temel araya girdi,
– O tefter kapandu dedi.
Aristo'nun derdi orta sınıftı tabiki,
Temel araya girdi,
– Oyleyse neden ezdunuz dedi.
Dante'ye göre bütün dünyanın krallağı birdi.
Temel araya girdi,
– Biz kralluk kabul etmezük dedi.
Maachiavelli, dinledi üç filozofisti,
İzinsiz geldiğinden bir özet yapıverdi.
Tabi ki bu en makyavelistçesiydi.
Temel araya girdi,
Machiavelli'yi zorbalıktan şikayet etti.
Hobbes'un zaten derdi,
Doğal yaşamdan kurtulmaktı tabi,
Oradakiler Hobbes'a, doğal sözleşme sözü verdi.
Temel araya girdi,
– Kendu sözunu tutamayanun sözu dinlemez dedi.
Montesquieu kuvvetleri iyi ayırmıştı.
Herkes eşit olduğundan yiyemiyordu kimse birbirini.
Temel araya girdi,
– Özgürlukta öndesun, fakat bunun aşurusu kargaşadur, terördur dedi.
Marx'ta olmasaydı,
Sınıfsal çatışmalardan müzakere gitmeyecekti ileri.
Temel araya girdi,
–Senin ilkelerun tuzla biberdu, -eşitluğu sağlayapilurse
belki şekerdu.
Ama o da pana kalmaz, parti bürokratları yer dedi.
Archimed madde dedi, fizik dedi,
Bıkmadan usanmadan tekrarladı deneyini.
Temel girdi,
- Maddesuz, fizuksuz, çimyasuz tabi olmaz dedi.
Newton da Archimet'le aynı görüşteydi.
Ancak olmasaydı çekim kuvveti, olmayacaktı Archimet fikri.
Temel girdi,
- Sen de haklisun sen de,
Olmasaydu suda kaldurma, olmayacaktu penum taka dedi.
Bütün filozoflar temelden "İLLALLAH" dedi.
Müzakere sürüp gitti.
Temelde laf çok, dilleştikçe dilleşti.
Mecliste galibiyet veya mağlubiyet belirmedi.
Bütün filozoflar birbirine girdi,
Marx filozoflar arasındaki sınıfsal çatışmayı önleyemedi
Çünkü onlar dünyaya onun için gelmişlerdi
En sonunda Marx meclisi terk etti.
Temel laf arasına girmeyi eksik etmedi.
Hepsine sağdan soldan verdi veriştirdi.
İbn-i sina sukunetinden vazgeçerek dillendi
Tıptan başladı, fizik, kimya, astronomi ve astroloji
Sosyoloji ve felsefeyle bitirdi
Ama o da en sonunda herkese hakkını verdi,
Özellikle Aristo'yla aynı kanaatte olduğunu belirtti
Temel yine girdi
- Daha başka özelliklerun yokmidur dedi
İbn-i sina Temel'e ototobiyografyasını özetleyiverdi.
Müzakere yine bitmedi,
Herkese göre kendi öndeydi.
Marx'ın faydalıydı ideali,
Ama pratikte tam bir zehirdi.
Birdi esasında hepsinin derdi.
Temel bunu iyi bildi.
Konuşma arasına tekrar girdi.
O da İbn-i Sina gibi herkesin hakkını verdi.
Ve sonunda yine delirdi
-hamsi kavağa çıkmaz dedi.
Filozoflar tacı Temel'e verecekti ki...
Temel rüya aleminden gerçekler alemine girdi.
Takasında uyurken gözlerini kızgın güneşe açıverdi.
Beyazıt 1991
ahmed emin fidan
Kayıt Tarihi : 23.3.2014 18:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Fakültede Siyasal Düşünceler Tarihi dersini dinlerken karaladığım dizeler.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!