susarsın
şimşekler çakar başımda
yağmurlar yağar her şafaktan
kırağı düşer saçlarıma
sustum
ruhumda sancılar birikti aydınlık uğruna
sustum
avuçlarımı açtım karanlıktan doğacak nura
sustum
ne çok diri
ölü durur gözümde
ruhları uçmuş
diz çökmüş nefsine
ne şanı kalmış
ne sanı
bir tenakuzdur
içimde yaşadığım onca fırtına,
geriyor beni,
sessizce otağımda.
ikilemin darağacında
ay mı değdi çehrene
ölümsüz heyecanlar bağdaş kurmuş gönlüme
arsızları sığdıramıyorum artık içime
lütfunu cemalime yazdım kahır ekseninde
öyle hoş sadasın ki!
yolum çileli
çamurlar vurdukça yüzüme
kahır defterim kürlenir
avuca sığdıramadıklarım yormakta ruhumu
perde çekilmiş gözlerime
sevdiceğim bakma öyle,
bir kış gecesi yüreğim.
mavi renkler kayboldu,
griye çaldı mevsim.
güzde ısıtmıyor güneş,
öylesine inandık
izansız sözlere
ar’a düştük
yırtıldı kelimeler yüzümüzde
insanlık imtihanda
yürüdüğüm yollarda karşıladı yokuşlar
gizlendi bakışlarımda binbir kelime
sığındığım birkaç sözcüğe
dem tuttum.
yoksa bayım
ne ensesi kalın bir dayım var
ne de ardımı kollayan bir adam
bir garip köylüdür babam.
vurun enseme...
üzüleceksiniz sonunda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!