TABİATIN HÜZNÜ
Toprağın yüzünde belirdi hüzün
Yemyeşil yapraklar sarardı, düştü
Gülleri soldurdu, nefesi güzün
Ve renkler silindi, küle dönüştü
İlkbaharda açan sümbül ve lale;
Hani, nerde çimen, çiçek dolu kır
Yazın hırçın hırçın akan şelale
Şimdi öksüz çocuk gibi hıçkırır
Dağları bürüdü sis perdeleri
Yuvasına indi hep karıncalar
Alıp götürüyor güzellikleri
Güneylere sökün eden turnalar
Raks eder yapraklar yerde delice
Bacadan dumanı çıkar ateşin
Dallara kırağı yağar her gece
Yakıcı tesiri geçti güneşin
Yüksek tepelerden eser karayel
Karakıştan, zemheriden haber var
Keskin bıçak gibi keser karayel
Ağaçlar saçını başını yolar
Pencereme çarpar kar taneleri
Derede çakallar, kurtlar uluşur
Camda serçelerin kanat sesleri;
Yankılanır, yüreğimle buluşur
Her yıl bu mevsimde içim burkulur
Ben mi, tabiat mı sararıp solan?
Bir yol var ki, her an önümde durur
Ben miyim, gazel mi esip, savrulan?
1999
Mehmet PostallıKayıt Tarihi : 4.7.2006 09:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tabiatın Hüznü diye isimlendirdiğim bu şiirimi 1999 yılında soğuk bir Sonbahar günü yazmıştım.

Her yıl bu mevsimde içim burkulur
Ben mi, tabiat mı sararıp solan?
Bir yol var ki, her an önümde durur
Ben miyim, gazel mi esip, savrulan?.._cok siirlerin benlik mehmedim :)) icimi disima-disimi icime savuruyor bazen! tebrikler....
TÜM YORUMLAR (1)