îdam, fizik saatinin durduğu hazîn lahza
yeni bir milâda yüklü, körpecik devranlara
dibinde depremler gibi sızlayan kemiklere
ne zaman aldırış eder vâris nasıl bir demde
uykular mı nazara, uyanışlar mı yakışır
bilmem kaçıncı bahar, gökte kaçıncı ıtır
söyleyin ey rahimler, ekin ne vakit biçilir
içinden kıyâmetler taşan yiğit nöker, vaktindir
sen konuşmasan ben konuşmasam hangi devir
eğrileni kılıcıyla; nerde, kim düz edecektir
çarpar âlemin nabzı hakkıyla atan yürekte
mağlubiyetten başka galibiyet mi var katle
inleterek enseleri, muştuların muştası
doğunca emekçiler birbirinin tam aynası
kaynaştıkça hakîkîler; zırhlı, roket işlemez
musîbet olup yağsa cihân bu bilek bükülmez
teknik, sadrına îmân üfürmeni beklemekte
sanât, bağrına irfân nakşetmeni özlemekte
diller, kültürler Hakk’ın âyetidir, inkâr etme
kendi ahâlîn için istediğini ey müslüman
kardaşına dilemedikçe düşün tam mı îmân
değil mi ki, cümlesi, câhid ata yâdigârı
nedir bu hınç bu telaş bu tüketme ihtirası
vallâhi, paramparça eyler şu son vahdeti
ileri gelenler, mâbûd edinirse, kibrini
tûfân olup kopsa kâinat, ne keder Nuhlara
vardır her dem bir kadırga en dipteki ruhlara
kesilip nil, fırat, dicle; çağlayacak çağlara
Asr-ı Saâdet nûrun, iliklere, ırmaklarca
öyle bir kıvılcım bahşet ki bize yâ Rabbî
görmesin cüdâ bir çıkış yol kaçaklar dahî
saçılan kırıkları ancak yangınlar zamklar
öyleyse yansın yürekler tâ kaynaşana kadar
Bilal Yavuz Şiirleri
Kayıt Tarihi : 13.10.2020 13:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!