Rafa kaldırılmış mutlulukların közüne söz atıyorum, avuçlarımda umut
Kendi yalnızlığımı öğütüyor hayat, gelgitleri beklemekte yalan ırmakları
Nakaratı ölümsüz ömürlerin mor sızısı içimde, yürüyorum aşkın ülkesine
Parmak uçlarımda üşüyor alev, özledikçe ben seni gömülüyorum derinime
Tutsak şarkıların ara nağmeleriyle iç sesimizi beslerdik o kırgın ayrılıkların salaş iskelesinde. Acımızı iyotlu denizlerin yırtık ağları dikerdi, ışıksız gecelerin derinliklerinde birbirimizi ararken. Durmaksızın ilerlerdi saatler, yoksul düşlerimizi üşümüş parmaklarımızla okşarken. Göz göz olmuş mevsim çağlayışlarını kavrardı şafağın rengi, daralan gönlümüzün kayıklarıyla geçtikçe denizleri. Emek har olurdu gönülde, ruhumuzun kıraçlarında açtıkça sevda çiçekleri.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




kutlarım
namık cem
aşkın yalnızlığını sade yaşanmışlıkları yürek sesini katarak anlatan çok güzel bir şiir okudum yüreğinize kaleminize sağlık kutluyorum.. yürek sesiniz hiç susmasın 10 puan + antoloji diyorum.....
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta