şimdi bakıp bakıp uzaklara
yanmak yok yitip gidenlerin ardından
şimdi kaba taslak sür git yaşantımızla
tek tek hesaplaşmak......
sevinci gördü kaba ellerimiz
sevişmelerde en yumuşak haliyle
namlular kızgın mermi atar
sıyırıp gecer alnı onmaz acılar
gece o gecedir yakalanmaz
işgali belirsiz zanlidır zaman
çektirir elinle ipini
Rengini ezberlediğim gökkuşaklarımdan
sen hic bir zaman düşmedin
öyle namussuz akşama daldım ki gidişinle
hala kurşunlanır siperlerim
,,,,,,,,
aklımda gögsünde içtiğim sarhoşluklar
Delinin Not Defterinden
senin gözlerinde gördüğüm eski bıcak yarası
senin ellerinden tuttuğum bebek ninnisi
zaferi olmayan savaşın askerleriydik
dağın ardında kovaladıklarımızla beslenen
tavanlarıma asılı kalmış
duvarlarıma yapışan tutsaklıklar
kurumuş insan yüzleri
örümcek ağında iskelet
yanlış yazılmış tarih
prangalardan söz etmeyen asırlık yalan
avuntular durun
sıvasın kollarını bütün hüzünler
bütün insansızlığınız
bütün pisliğiniz
bütün namussuzluğunuzla
salın kudurmuş köpeklerinizi
gökyüzünde topal zamanların yıldızı
kördüğüm edilmiş inançların periyodik sıçraması beyne
neden gözlerinin icinde felaketler kapılar sürgülendikce
dilinde yarım hece gibi duran hayat
her gülüşün ardında savsaklanan sevinç
ve yıkımları kurduğun evlerin
şimdi
bir ölüyü yatağından sırtlar gibi gömüldüm yasa
değil mi ki düşsel
ve değil mi ki
yalnızca düşlerimde benim
yüzünü oksasın diye serpiyorum toprağı
öfkeli bir yanım
nehirler koşuyor
bir yıldız yuvarlanıyor gökten
bu yıldız avuçlarımı yakıyor
gitme demiştim
gitme vurulursun
devrildi yüzüm aynadan
öfkenin tüm sözcükleri tek tek döküldü nehrime
birazdan çökecek yüzüme yaşamın acı tortusu
yinede bir dolu çekiyorum icime
kokun kar beyaz
aklıma geliyor birden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!