Bu nasıl bir dünyadır ki bu?
Kader mi desem yoksa tevafuk mu?
Çoğu zaman
Acılar,gözyaşılar...
Bazan sevinçler mutluluklar..
Aşklar bile! sonu olmayan.
Bir cenaze arabası geçti
Az önce önümden...
Telaşlıydı ve birazda dalgın.
Görmedi beni sanırım.
Koştum peşinden yakaladım.
İnsanlar ne tuhaf! Ne oluyor acaba?
Halayık için acı zehri içtim
Kendimden geçtim...
Lakin yetmadi zira
Sonradan anladım
Aslolan ten değil ruh imiş
O vakit...
Ne kaşların ne gözlerin,
Ne de o ipek saçların değildi
Beni benden alan...
Bir bahar akşamı yürümek seninle
Öylesine umarsız aldırmadan.
Gözgöze gelmeden... Bakışmadan...
Evler büyüdükçe ben küçülüyorum...
Varsın büyüsün evler...
Ben küçüleyim yeter ki
Yalnızlığım büyüsün.
Haklısın sende büyü.
Senin de hakkın...
Resimdeki gölgem aynı ben!
O an orda olsam bir daha nasıl?
Elimde bir sigara, gözlerimde sen
Geçen her bir yıl sanki bir asır!
Bir garip duygu hâlâ kalbimi döver durur
Söküp atmak isterim derinlerde kaybolur
Ne yanıpta tutuşur ne de külleniverir
Dilerim bu acılar birgün gelir son bulur.
Her nefes alışımda aklıma sen gelirsin
Durmadan düşündüm hep,güneş bir doğdu battı
Sen,en anlamsız bilmecem yine cevapsız kaldı
Herkese sordum seni en son rüyaya vardım.
Öteler ötesini bir anlık seyre daldım
Tam umudu kesmişken bir gül çıktı karşıma
Şimdi ağlamak vakti dostum
Gülme! ağla ki gül dermek başkalarına kalsın.
Bırak,boşver artık nedir bu boşa nefes alışların?
Mâzi denen dehlizde sonsuz çırpınışların...
En büyük angaryamız hayat değil mi dostum?
Birşey anlamadım ben bu hayattan
İnsanlar pespaye herşey sıradan
Bir ses çek git diyor şimdi buradan
Küllenen kor gibi ömür dediğin!
Gidecek bir yerim yok ki gideyim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!