Bir kırlangıç pervasız havalanır,
Uzak memleketlerin göçmen kuşu.
Selam göndersem götürür mü acaba?
Onu sevdiği mi söylermi ki yare?
Ama onunda zamanı değil.
O bile sonbaharı bekler
O sonsuz uykuya daldı
Dönüyor başucunda mavi bir güvercin.
Görmüyor gelip geçen gemileri.
Su kuşları uçuyor dalga dalga.
Bir görseydi nasıl sevinirdi kimbilir?
Yaşadı mı, yaşamadı mı bu ömrü belirsiz.
Yolunu bilmeyen bir rüzgarın
Takılmışım ardına.
Şehirden şehire,
Yoldan yola esen.
Bazen bir dağın zirvesinde,
Kimi zamanda samyeliyiz
Bugün ayın kaçıncı günü
Bilmiyorum.
Saati,dakikayı
Unuttum.
Bir sis çöktü gönlüme
Seni bile unuttum.
Ben gecenin en can alıcı yerindeyim.
Sen neredesin?
Bir dalga gelmiş çakılları öpüyor.
Bir selvi eğilmiş yaprakları titriyor.
Ay ile yoldaş olmuşum.
Yıldızlara tutunmuşum.
Vurgun yemişti bu gönül senden yana.
Bu buluşmada anladım ki
Ne sen bıraktığım yerdesin,
Ne de ben bıraktığın yerde.
Birşeyler hep eksikti geçmişten yana.
Yine giderken,
Ve yasaktı,
elime hiç değmemiş ellerinin
sıcaklığını hissetmek.
Pembe bir yanılgıdan kurtulup,
tekrar tekrar bir yanılgıya düşmek.
Zambaklara en gizli sırlarını açmak
Bugün silahlar sussun istiyorum.
Mermi yerine güller uçuşsun havada
Rengarenk kelebeklerle.
Hiçbir insan dünya üzerinde
Geceye aç akmasın.
Yarın neler olacak diye bir an düşünmesin.
Belki hatırlamazsın,
Ayrılışını buralardan.
Yakınken uzak yaptığın mesafeleri.
Türlü türlü şekillendi acılar gözümde.
Gerçekle düş arasında,
Kaldığın günden beri.
Bilmeden gelmişim,
Aşk çöllerine.
Serap görmüşüm,
Bir an senin güneşinde.
Suyumdun içimi ferahlatan.
Dökülmüşsün kumlar üstüne.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!