Şükür…
Yer şükür, gök şükür,
açılmış eller semâya, mahcup bir kalp, eğilmiş bir boyun;
dilin ucunda titreyen o ince niyazda
her nefes, her hece, her sızı
aynı kelâma dökülür: şükür.
Benlik, içten içe secdeye kapanmış,
aldanışını nefsine bitsin diye yakarır sessizce;
gizli bir tövbe, derin bir iç çekiş
karışır gecenin en ıssız yerine.
Akar gözlerden ince ırmaklar, büyür seller,
her damlasında ayrı bir itiraf,
her damlasında “af” diye yalvaran bir sır,
ve her çağlayışta yine şükür, yeniden şükür.
Yüce dağlar küçülür o huzurun karşısında,
zerre parçalanır, küre olur, yine O’nun emrinde döner durur;
yerde olan, gökte olan, gizli olan, âşikâr olan ne varsa
kendi lisanınca tesbih eder, istiğfar eder, hamd ü senâya durur.
Her varlık, kendi hâlince der ki:
“Mevlâm, Sen varsın, biz yoklukla mukayyediz;
varlığımıza da yokluğumuza da
gaybımızda da şâhid olduğuna da şükür.”
Çile çile bükülür omuzlara dünya,
imtihan imtihan üstüne yazılır her zerreye;
insan her devirde aynı yanılgıyla
yenilir hevesine, hırsına, kendi gölgesine.
Bir köşede sakallı bir pir oturmuş, dinler sessizce
diyar diyar dolaşmış bir dervişin iç yangınını;
o da döner cihana, çığlık çığlığa fısıldar aslında:
“Hayata, muhabbete, ekmeğe, nefese,
gelen her mihnete, giden her nimete şükür…”
Akar gözlerinden yaşlar,
sığınır Rabbe titreye titreye, naçar;
kalabalığın ortasında yalnız kalmaktansa
kalabalıktan kaçıp yalnızlığına sığınır,
orda bulur asıl çarşıyı, asıl pazarı.
Dertte şükür, kederde şükür;
velhâsıl bedende şükür, ruhta şükür…
Ve bir gün anlar insan:
Elden her şey alınsa bile,
Rabbe şükredecek mecali varsa
kaybetti sandığı her şey
dönüp gelir hayatını zenginleştirir
Velhasıl Rabbe hesapsız şükür.
Kayıt Tarihi : 16.2.2016 16:28:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!