Bak düşüyor takvimden asık yüzlü bir gün daha
Gözlerin hayal meyal geliyor aklıma
Diyorum ki
................
öyleyse niçin yanıyor içim hala ?
Güneş alaz ı gibi yakarken
Nisan yağmurları yağdırmalı
Menekşeler boy vermeli tarlalarda
Buğdaylar yetişmeli saksılarda
Öyle bir devran dönmeli ki...
Sarhoş çingenenin çemkiren gözlerinde
Pervasızlığı cahilliğinden değil arsızlığından besbelli
Kan kırmızı dudaklarına yakışır kan kırmızı şarap
Çeşni kokusu karışır nefesine hasret türküsü buram buram
Bu nasıl çingene kekik kokulu dağ kızlarına döner
Zaten dedi zaman
İstesen de bana yetişemezsin ki
Hayıflanma boşa
Baharın müjdesi geldi
Kokunu getirdiğinde rüzgar
Denizlerin sakin maviliğinde kaybolur gibi kayboldum gözlerinde
Tahtadan Truva atlarım vardı
Kalesine
Çekilip
Gecenin sessizliğini bozan
Derin yalın birazda külrengi ah edişim
Yine biz derken yine sensizlik yine hüsran
Bilmediğim doğurgan şarkıların büyüleyici gizemi kulaklarımda beni çağıran
Kalbim öyle değil 'dur bekle' derken
Sözlerin nahoş dili böyle değil ki !
İnanmak bu muydu ?
................
Gülüşüne vurulduğum
.....................
Gamzeler inden öptüğüm
.....................
Çayın sıcaklığı değil içimi ısıtan
.........
Tadı değil baştan çıkaran
..........
O buram buram tüten efkarı varya
...........
Öyle değil ;
Der gibi bakarken gözlerin
.........................................
Gülüşüne vurulduğumu
Söyleyemedim...
Vebalı bir aşkın çehresinde göz süzmeli akşamlar
Kahredilmişliğin yılgın gölgesinde ,göğe karışmalı Anason kokulu geniz lerin büyülü sırları



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!