Süheyl Türkoğlu Şiirleri - Şair Süheyl T ...

Süheyl Türkoğlu

Bana sakın yarın deme,
Yarınlar puslu, sancılı.
Karamsar değilim karanlıktayım.
Kurtulamadığım bataklıktayım.

Dünleri meze yaptım,

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Vur eline
Vur da al
Paylaşma
Ekmeği
Bırak
Aç kalırsa

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

İLYAS’IN SİNEKLERİ


İlyas küçük bir kasabada yaşayan yoksul ailenin çocuğu idi. Liseyi birinci olarak bitirdi ama yoksulluk yüzünden üniversiteye gidemedi. Askere gitti. Sonra iş için bir çok kapıya baş vurdu. Bu arada kasabanın nalbantı olan babasını da kaybetti. En büyük çocukl olduğu için anesi ve üç kız kardeşine bakmak yükümlülüğü altına da girmişti. Sonunda iş için başvurduğu Devlet Demir Yolları’ndan onu dünyanın en mutlu insanı yapan haber geldi. Başvurusu kabul edilmişti ve işe alınmıştı. Artık kasabanın tren istasyonunda hareket memuruydu. Bu haberi aldığında ayakları yerden kesilerek annesine müjdeyi verdi. Artık resmen devlet memuru olmuştu. Annesi Meryem’e “ Ana ben istasyonda hareket memuru oldum. Artık bir işim var, artık devlet memuruyum, artık maaşım var” diye müjde verdi. Bu haber Meryem’in duyabileceği en güzel haberdi.. Artık İlyas devlet memuru maaşı alacaktı. Evdeki yoksulluk bitecekti. Kardeşleri münevver, Hatice ve Fatma’nın okul masraflarını karşılayabileceklerdi. İlyas’ın alacağı maaş hepsine yeterdi. Zaten iki odalı bir evde yaşıyorlardı. Bu sevinci aldıkları yarım kilo etle yaptıkları yemekle kutladılar. Çoktan beri evlerine et girmiyordu. İlyas çok mutluydu. Artık devlet memuruydu, bir işi ve maaşı vardı. Tren istasyonunda resmen hareket memuru olan İlyas’ın artık üniforması ve şapkası vardı. Annesi Meryem oğluna general olmuş gibi bakıp gurur duyuyordu. Bununla da kalmayıp komşulara hava atıyordu. İlyas eve üç somya daha aldı. Böylece her kardeşi ayrı yataklarda yatıyordu. Kardeşleri Münevver, Hatice ve Fatma çok mutluydular. İlyas da aile reisi olabilmenin mutluluğunu yaşıyordu. Lise son sınıfta okuyan Münevver sınıf arkadaşı Salih’e aşık olmuştu. Salih’de Münevver’i seviyordu. Orta son sınıfta olan Hatice ve ilkokulda olan Fatma da çok mutluydular. İlyas annesi Meryem ve kardeşlerinin bütün ihtiyaçlarını memur maaşı ile karşılamaya çalışıyordu. İlyas ile bütün aile fertleri hayal edemedikleri mutluluğu yaşıyorlardı. Annesi Meryem ve kız kardeşleri bir süre sonra İlyas’ın da mutlu olması gerektiğini düşünerek İlyas’ı evlendirmek istediler. İlyas’ın aklında hiç böyle bir düşünce yoktu. Meryem, annelik görevi iç güdüsü ile oğluna kız bakmaya başladı. Cahil Meryem üniforma giyen oğlu İlyası gözünde çok büyüttü ve kasabadaki kızları beğenmez oldu. Şehirden kız bakmaya başladı. Dolmuşa binip kasabaya gidiyor ve oğluna kız bakıyordu. İlyas’ın bundan haberi yoktu ama kız kardeşleri bunu biliyorlardı. Onlar da ağabeylerinin mutlu olmasını istiyorlardı. Anne Meryem sonunda şehirde çok güzel bir kız gördü. Evine kadar izledi. Bu kız şehirdeki yoksul bir mahalle bakkalının kızıydı. Sordu, soruşturdu. Kızın adı Ganimet’ti. Kasabaya döndü ve İlyas’a artık evlenme zamanının geldiğini söyledi. İlyas bu yükü kaldıramayacağını ve daha erken olduğunu söyledi ama annesine dinletemedi. Meryem oğluna Ganimet ile evlenmesi için ısrar ediyordu. İlyas evlenmek istiyordu ama diğer taraftan sorumluklularını ve kardeşlerini düşünüyordu. Kafası karıştı. Kardeşlerine danıştı. Kardeşleri de anneleri gibi İlyas’ın mutlu olmasını istiyorlardı. İlyas annesi Meryem’in zoru ile şehre gitti ve mahalle bakkalı Mustafa’nın kızı Ganimet’i gördü ve ilk görüşte aşık oldu. Ganimet İlyası gördü ve olabilir dedi. İlyas’ın annesi Ganimet’i babasından istedi. Bakkal Mustafa Ganimet’i verdi. İlyas çok sevindi. Maddi durumları elvermediği için hareket memuru İlyas ile bakkal Mustafa’nin kızı Ganimet basit bir dini nikahla evlendi. İlyas karısını alıp eve geldi. Gerdeğe girerken zorlandılar. O gece ev sakinleri komşuda yattılar. Ganimet ilk gerdek gecesinde mutlu olmuştu ama böyle bir ev beklemiyordu. Hayal kırıklığına uğramıştı. Şehirden kasabaya gelin gitmişti ve umduğunu bulamamıştı. Belki İlyas iyi kocaydı ama üç kız kardeşi ve annesi ile iki odalı evde yaşamak gerçeğini kaldıramadı. Şehirli edası ile kasabaya gelin giderken daha fazlasını bekliyordu. Hayal kırıklığı içindeydi. Kaynanası Meryem ve görümceleri Münevver, Hatice ve Fatma’nın sevgi dolu yaklaşımları ona batıyordu. Zamanla mutlu olmadığını düşündü. Ganimet çok güzel bir kadındı. Kasabanın kaymakamı, Belediye Başkanı ve ileri gelenlerinin dikkatini çekmekte gecikmedi. Her akşam iki odalı evlerinden misafir eksik olmuyordu. Kasabanın ileri gelenleri adeta sıraya girmişlerdi. Gelenler elleri dolu geliyorlardı. İki odalı fakirhanede adeta bolluk yaşanıyordu.
Bütün aile mutluydu ama, tren istasyonunda hareket memuru yoksul İlyas bu ilginin kendisine olmadığını biliyordu ama bir şey söyleyemiyordu. Bütün bu ziyaretler çok güzel karısı içindi. Bakkal Mustafa’nın kızı Ganimet bunun keyfini yaşarken İlyas çıkış noktası arıyordu. Düştüğü durum boğazına sarılıyordu. Çaresizlik içindeydi.
İlyas aldığı maaşla ailesini kıt kanaat geçindirmeye, kız kardeşleri Münevver, Hatice ve Fatma’nın eğitim giderlerini karşılamaya çalışıyordu. Meryem oğlunun hep yanında oluyordu. Aza kanaat eden insanlardı Bu arada Münevver liseyi bitirdi. Salih Münevver’i İlyas’tan istedi, İlyas kardeşine sorup Münevver’i verdi.Kız kardeşini evlendirmek için İlyas’a para lazımdı. Bu nedenle masrafları kısması gerekiyordu. Gelen misafirler rahatlatıyorlardı ama İlyas bu misafirlerden çok rahatsızdı. Ganimet’in aileye katılması ile bütün düzenleri bozuldu.

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Sana doyasıya,
Sarılamazsam,
Vallahi aklım,
Arkanda kalır.

İşvene muhtacım,

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Cumhuriyeti kutluyoruz,
Bu gün bayram.

Partiler yasası
Öldürmüş
Çok sesliliği.

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Gönül ağlamaz deme,
Yerlerde sürünüyor.
Sitemkar işvelerin
İçimi acıtıyor.

Ben seni görmeseydim

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Olmuyor
mısralar dökülmüyor.
Ne hayatın çilesi,
Ne memleket meselesi,
Ne de
Bir zamanlar

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Tir oldu müjganın
Gark oldu dilime,
Dem revan içindeyim
İfakatin neyime..

Bez-mi mey serhoşuyum

Devamını Oku
Süheyl Türkoğlu

Ya arapça
Ya da ingilizce,
Nereye gitti
Güzelim türkçe?


Devamını Oku