Bir uzun Haziran gecesinin cümbüşü, kiraz dallarına takıldığında
Yeşil renkten renge girer ekşi erik yemiş gibi buruştururdu yüzünü
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Şu "kabak" galiba ortak "imge..."
İnancın ve geleneğin ortak "uyaranı", sanki efsaneleşmiş ritüeli....
...
Bizde "kabak suyu" vardır..
"Kırkından sonra" sığmayanları pakladığına inanılan....:)
Bir de "kabak aşı..."
Ki yiyenler erermiş muradına...
...
İşte sizinki Nimet Hanım..
"Haziran düşleri..."
Baharın uzayıp giden arzuları...
"Su Kabağı......."
Ne desem bilemedim..
Harikaydı, o kadar........
Günaydın Zeybek hoca artık hayaller sığmıyor yer kalmadı zihnimde Belki İbrik olmalıydı
Bu su kabaklarını da çok severim. Rüzgar çanları; yörelere uygun objeler: mesela rengarenk örülmüş sepetler Şiiri kaydetmem çok zor oldu Yıllardır şiirlerimi kayıt ederken sorun çıkmazdı.
Şiirin asıl başlığı Melek . Melek ve rüyaları. Güzel bir gün dileğiyle selamlar teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta