Nefret
Kimse öğretmemişti sevgiyi,
Nefreti, senden öğrendim.
Bir çocuğun ilk haykırışı gibi,
Bir çığlık attı kalbim,
İşte
O gece,
Nefrete
Doğan bendim.
Bendim o gece nefrete doğan...
Ve bir zamanlar ne kadar sevdiğim,
Kitlelerin Dehası
Ortalama insanda
Herhangi bir günde herhangi bir orduya
yetecek kadar ihanet,
nefret, şiddet
ve saçmalık vardır.
VE Cinayet konusunda En Becerikliler
Cinayet Karşıtı vaaz verenlerdir
VE Nefreti En İyi Becerenler
Sevmeyi Vaaz Edenlerdir
VE-SON OLARAK-
Mezarlık
yasamaktan nefret ettiysen
bir mezarlığa git
ölüler iyi bilir
yasamak güzeldir
Benim Günahım Aşktır
Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret:
Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu.
Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et,
Görürsün siteminin ne haksız olduğunu.
Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan
Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi
Düzüp başkalarının yataklarını talan
Eden dudaklarından işitilmemeliydi.
Seni sevmem yasaldır; bak, seviyorsun sen de:
Gözüm sırf sana düşkün, senin gözün onlara;
Aşk Değil Nefret Değil
beynindeki ağları kalbime örmeyeceksin
sevgi dolu yalanlarını söylemeyeceksin
sevgim öyle çöktü ki altında ezileceksin
artık benim nefretim bile değilsin
bir duygu bir duygu bu
düş değil gerçek değil
bir duygu bir duygu bu
aşk değil nefret değil
81 Yılında Bir Fotoğraf
Göz değil bunlar kesinlikle değil
irin gibi bir nefret akıyor sadece
Dudaklar yok burun yok alın yok
yüzü yok bu mumyalanmış yüzün
Ölümün rengi gri midir ya da korkunun
Gri midir insan hayvana benzetilirken
Uzun ve pis bir sakal sarkıyor
göğsüme iliştirilen rakamlara
Sen Ki...
Sen ki, bir sapık ırza geçse nefret kusarsın;
Milletin ruh ırzına geçerlerde susarsın! ..
1978
Nefret Ediyorum Yaşamaktan
İnan ki kimseyi sevmiyorum.
Sevdim desem de hiç sevemiyorum.
Ölümden başkası yok bilmiyorum.
Yaşamaktan da nefret ediyorum.
Nasıl bir dünyaymış çözemiyorum.
Derdimi kimseye diyemiyorum.
Her şey yalan doğru bulamıyorum.
İnsanlardan da nefret ediyorum.
Aydın GÜRZ
Çekilmez Bir Adam...
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Ayrılık Havası
Ben nefret eyledim sizin gerçekten
Yalanı severim, yalanı gayrı..
Tiksindim bülbülden, gülden, çiçekten
Yılanı severim, yılanı gayrı..
'Sapıtmış bu' diye beni yeriniz
Hakkımda bin türlü hüküm veriniz
Omuzumda yüktür dirileriniz
Öleni severim, öleni gayrı..
Senden Sonrası
Aşkın hudûdunu aştı muradım,
Maksûda varıştır senden sonrası;
Erenler katına belki bir adım,
Belki bir karıştır senden sonrası.
Farkına varınca olup bitenin,
Kırdım zincirini nefsin, bedenin!
Beni aşkın ile ıslah edenin,
Lutfuna eriştir senden sonrası...
Aramizdaki Görünmez Baglar
Tek başıma hiç sorunun yanıtını bulamıyorum.Hep yeni
hayatlar yaşamayı isterken kendimi aynı hayatı tekrar
tekrar yeniden yaşarken buluyorum... Sisli bir gecede
yolunu kaybetmiş gemilere benzetiyorum kendimi...
Yanına gidip konuşmak isteğim insanları da işte bu
kayıp gemilere benzetiyorum. Uzaktan soluk ışıklarını
görüyorum... Ama ne onlar bana yaklaşabiliyorlar, ne
ben onlara... Sisli gecede birbirimize uzaktan bakıp
yeniden kendi kayboluşlarımıza karışıyoruz... Umudum
kalmadı artık; bu dünyada düşüncelerimi, beni,
Mazot
Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.
Şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
niyedir sarmalasın vites dişlilerini
Ağlamak Güzeldir
Ağlamak güzeldir
Süzülürken yaşlar gözünden
Sakın utanma
Ağlamak öfke delice nefret
Doruklarda aşk doyumsuz sevinç
Kahreden keder kısaca hayat
Ve nefesindir ve nefesindir
Ağlamak şu geçici dünyada
Serçe Gibi
Can vermek için can almalısın,
Milyarlarca kanın döküldüğü denizin üzerine
üzüntülerimiz boş ve dümdüz düşerken
Dalgaların içeri doğru kırıldığı sığ
sahilleri geçiyorum
buralarda beyaz bacaklı, beyaz göbekli
çürümekte olan yaratıklar var
bunlar uzun uzun etraflarındaki ölü
manzaralara karşı isyan etmekteler
Sevgili çocuğum, sana, sadece serçenin sana
Biraz Da Kitaplar Seni Okusun
Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ
Açık dur, kitaplar seni okusun.
Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
Eğilsin mehtaplar seni okusun.
Kasırga ol, döne döne zikir et
Her nefese on bin misli şükür et
Şüphe burgacında Hakkı fikir et
Uyansın girdaplar seni okusun.
Sevgilime İftira
Dudaklarından kalkarken boynun kurcalar beni
bir yanımı kara çıbanlara saldılar,ıslak
bir yanım hiç ayrılmamıştır,gümeçlerde saklıdır
ondan ki nefret içinde omzunu okşuyorum
ama bana şimdi gerçekten zor gelen şey
bir grevin çocuklara kazınmış izlerini hatırlamak
sözlerimi etime bastırıyorum
içimde çalılıkları yaran bir postalın tortusu
benim bu sası karanlığa zorla,zorlayarak
tutuşmuş bir gül sıkıştırmak boynumun borcu
Sinirler
tiklerim tutmuş çarşafın altında
güneş ışığıyla tekrar yüzleşmek
harbiden
berbat bir
şey
neon ışıkları yanıp da
çıplak kızlar barın
üstünde
hırpalayan müzikle dansettiğinde
şehri daha çok
Şizofren Aşka Mektup Güven
Sanki sadece bana sarılarak uyuyunca nefes alabiliyordu...
Uyku teslimiyettir...Uyuyan bir insanın bütün suçları bağışlanır... Uyku masumiyettir...Teslimiyetimi ve masumiyetimi sanki yalnızca uykumda hissediyor ve bu yüzden bana olan o sonsuz hasretini ancak böylesi anlarda giderebiliyordu...
Yıllardır bana susuz kalmışçasına ve sanki bütün varlığımı içer gibi sarılıyordu bana...Beni bütünüyle hissedebilmek için herkes evden gitsin, gece gelsin ve biz uyuyalım ve sadece o anlarda ortaya çıkan aramızdaki o sonsuz yakınlık kokusunu içine çekmek istiyordu...
Yalnızlık Osman Tuğlu Çevirisi
Yalnızlık benzer bir yağmura.
Yükselir denizden akşamlara;
çıkar göklere, o ırak ve ücra
ovalardan her zaman ki yerine.
Ve dökülür gökten şehrin üzerine.
Tüm sokakların yüzü sabaha çevrilirken,
bir şey bulamamış bedenler
birbirilerinden hüsranla ve mutsuz ayrılırken;
biri diğerinden nefret edenler