Hüzün yüklü sözcükler birikmiş içimde.
Buruk bir cümlenin kimsesiz çocukları
Yahut bir şiirin kafiyesiz mısraları...
Anlamdaşlarıyla birlikte kifayetsizdirler dilimde.
Mürekkebin dilinden anlamaz onlar.
Ne yapıp edip dökülemezler beyaz bir kağıda.
Aklına düşüp deli bir şairin ansızın,
Nakış gibi işlenemezler mahlassız şiirlerine.
Her kelimeye de yakışmaz, şimdi hüzün.
Tutup ayak tırnaklarından saç teline insanın,
O acımsı hissi yaşatamaz her sözcük.
Gelmediyse hüznün yakıştığı vakit.
Şehirler arası yolculuk hissi taşırlar bir vakit.
Bir vakit küçücük ölü bedenlerin yasıdırlar.
Adaletsiz dünyanın kindar tohumlarına lanet,
Sevgiden iyilikten yana hoş nasihattırlar.
Köz gibi körüklediği de olur yaraları.
Bir ezginin yoldaşı olup umut dağıttığı da,
Bir mezar taşına son söz de olurlar.
Yeni doğan bebeğe, ömrüne bereket dua da.
Sözcükler ki öylesine vefasızdırlar.
Vuslatta su iken, hicrana köz olurlar.
Mesafelerin dilinden en iyi anlayandırlar.
Yoldaşıdırlar: acının, sevincin, hasretin...
Kayıt Tarihi : 30.3.2020 16:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!