Söyle Azrail Şiiri - Uğur Musab Şahin

Uğur Musab Şahin
3093

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Söyle Azrail

Çileler ve acılar, beni yaşımdan önce büyüten
Doğunca çöktü omzum, yürümeden emekleten
Tutun ahşap atı, yükü ağır yokuşta yıkılmasın
Yarab! Yalnız sen kaldır, başka kimse yıkmasın.
“Keşke” demenin keşmekeşliğini, herkes bilir,
Hayatımız boyunca da, milyonlarca “keşke” denir.
Gitmek mi, bitmek midir, can havliyle çırpınışım?
Bahardan sonra hazan, ne çabuk geldi kışım?
“Hoş bulduk” tan zor, ”Allahaısmarladık” demek
Gel görevini yap, kapı ardına saklanan melek.
Yorgun da değilsin, sanki benim dolaşan o il il
“Sırada hangi şehirde kimler var, söyle Azrail?
Kimin bileti kesildi ki, kim binecek uçan trene?
Genç yaşlı demeden, basacaksın kazık frene?
2007

Hem hata yapar, hem “hep yapıyorum” dersin.
Ne okulu ne kursu var, hayattan alınan dersin.
Ok gibi doğru, yay gibi eğri ol kıvırma öyle
Ne söyleyeceksen, adam gibi yüzüme söyle.
2002

Allah için veren el, zarar değil kardadır,
Menfaat celbederse karz-i hassen ribadır.
En pahalı israfmış, zamanı boş harcamak
En hayâsız hırsızlıkmış, zamandan çalmak
Vaktimizi öldürüp de, vakitsiz ölmekteyiz.
Dünya yatay döner, biz dikey dönmekteyiz.
Paran artıkça da, paraya olan kölelik artar.
Bir değil on ölçer, mahşerde mikro kantar.
Minnet, onurdan taviz ödenmeyen borçtur.
Eğer açlık bir ibadetse, rüyası da oruçtur.
Gerçek düşman, cesaretimize ilham verir.
Kan dökenin kanı donar, döktüğü yere gelir
Düşmana her atılan adım, kılıca yaklaşır.
Mücadele, nispetinde ecele tez yakınlaşır.
“Kahrolsun zalimler” derler kalabalık dağılır.
Zalimin de çok umurunda, zulmü yarım kalır.
Kimi kalben beddua eder, iman noktasında
Oysa ateş düştüğü yüreği yakar, ortasında.
Tek teselli zulüm baki değil, mazlumun ahı,
Arş-ı Sema duyar, kimse duymaz ahı vahı
2002

Dilini yermekten, elini vurmaktan koru.
Bir cevapta saklıdır, yüzbinlerce soru.
Vereceksen doyur, vuracaksan duyur.
Kölesi uyanıksa efendi, güvende uyur.
Yalan tatlı olsa gerek, yalanı dil söyler,
Yalana değil de, yanlış için “özür” diler.
Her kötülüğün temelinde, bir öfke yatar
Yeni bir bakış açısı, göz ayrı yöne bakar.
Küçüğü küçümseme, hikmet-i muhakkak.
Onda saklı büyüklük, şu küçük pireye bak.
Tohum hamile, kundak bezidir toprağı aç
Ondan doğacak, afakı saracak dev ağaç.
2005

Sizin gibi gelmiştik dünyaya bizde,
Bizim gibi gideceksiniz sizde.
Dün biz de siz gibiydik,
Yarın da, biz gibi olacaksınız sizde.
2020

Yavuz Halifeliği nefsi almadı,
Rüyasında ona tebliğ edildi.
Peygamber dedi, "haydi kalk"
“Mısır’a vakt-i sefer” denildi.
İki gözü iki çeşme, vezire dedi,
“Ey vezirim bak içim içimi yedi”.
"Halifelik bana tebliğ edilmeseydi,
Ben talip olmazdım" vallahi verildi".
2007

Hz. İbrahim’in, sözü vardı yüce Allah’a.
Erkek evlat verirse, kurban edecekti zira.
Ve bir gün ona rüyasında tebliğ etti Cebrail.
Kıldan ince kılıçtan keskindi, o emr-i dil.
Oğlu İsmail’i, kurban etmekti Hakka niyet.
Bu kadar olur ancak, babaya bu teslimiyet.
Koçla gelip Cebrail, ona müjdeyi vermişti
Aş İbrahim bu koçu kes, affedildin denildi
2007

Osman Bey rüyasında, göğsünde nur görür
O nur öyle sarar sarmalar ki, gökyüzü örtülür.
Alabildiğine vücudu büyür, engin çınara döner.
Dal ve yaprakları, gökyüzünde bulutları örter.
Ayağına dağlar, ırmaklar serilir, onca beldeler
Bu rüya beylikten, ona imparatorluğu müjdeler.
2007

Hazreti Yakup, Yusuf’ u rüyasında görür.
Ölmemiştir, sebepler ki Mısır’a götürülür.
Rüyasını oğullarından, karısından saklar.
Karadan beyaza döner, saçlarıyla sakallar.
2007

Elmasta karat, yiğitte kırat olmazsa olmaz.
Güzelde ağza, efede kara yağıza doyulmaz.
2020

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 25.5.2012 11:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!