Sonsuzlukta bir anı,
Zamanın sönmüş kahrı.
Yokluğunda ben,
Boşluğun dilsiz ahı.
Ne bir dokunuş kaldı, ne bir fısıltı,
Sadece ruhumun acı sızısı.
Unuttum yüzünü, unuttum sesini,
Yine de sensin bu şiirin yazısı.
Aklımda kalan bir silik anı,
Gözümde kurumuş bir yaşın izi.
Sen de ben de bu aşkın sonunda,
Yitik birer hayal olacağız, bizsiz.
İçimde bir boşluk, bir fırtına var,
Ne kadar kaçsam da sensin kalan.
Bir avuç yalan, bir ömür hüsran,
Bir elveda yüreğimde saklı kalan...
Gittiğin o günden beri,
Ne güneşim doğdu ne ayım.
Issız bir liman, sessiz bir isyan,
Sen var ya, sen benim en derin yaram...
Unutulmuş bir şiirin son kıtası,
Yokluğa alışmış iki yabancı.
Artık ne bir acı, ne de bir sızı,
İnleyen ruhumun hazin yankısı.
Şimdi bir yabancı gibiyiz,
Aynı sema altında yapa yalnızız,
Sen ve ben, yani biz ikimiz,
Aynı şiirin iki ayrı dizesiyiz.
Ne zaman ki pencereme yağmur damlar,
Işte o zaman kalbimde bir telaş başlar,
Sanırım bu, seni andıkça oluşan yaşlar,
Bir hüzün ki, ancak beni yaşayan anlar...
Kayıt Tarihi : 26.8.2025 15:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!