Bir soru gibi doğdum sabahın içine,
Güneş bile cevap veremedi
neden doğduğuna.
Ben de sustum
çünkü bazı suskunluklar
daha gürültülüdür kelimelerden.
Aynaya baktım:
yüzümde zamanın izleri,
gözlerimde bir evrenin
suskun haritası.
Ben miydim bu?
Yoksa bir varlık yanılsaması mıydı
tenin, ismin, kimliğin yükü.
Adımı söyledim sessizce,
bir yankı dönmedi geriye.
Demek ki ben,
henüz kendime bile varmamışım.
Çizgilerle ölçtüm ömrümü
ama zaman eğilip bükülüyordu.
Meğer saatler değilmiş zamanı tutan,
kalbin ritmiymiş.
ne zaman hızlansa,
ya geçmişe düşüyordum
ya da geleceğe.
Toprağa sordum:
“Kaç kez doğdun, kaç kez öldün?”
O gülümsedi,
çünkü toprak bilir
ölüm bir geçit,
yaşam bir gölgeymiş aslında.
Sonra rüzgâr esti,
hiçbir yöne ait olmayan.
“Ben senim,” dedi,
“sen beni ararken
ben çoktan içindeydim.”
İşte o an,
hiçbir şeye sahip olmadığımda
her şeyi anladım:
Ben evrende değilim sadece,
evren de bendeydi.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 26.7.2025 17:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!