Yine bir hüzün kaplıyor beni
Güneş batıyor ufuklarımda
Alınyazımda bu ayrılık
Hangi trene binsem bir sürgün, bir hıçkırık
Tilkiler kendi aralarında paylaşıyor ormanı
Avcılar yılansı gözlerle pusuda
Ah! Bu terk edilmişlik
Bu kıyamet beklentisi
Endişeli kadınlar ve erkekler
Korku dolu bir ıstırap biriktiriyor
Binlerce düşüncenin içinde
Fısıldıyor kulaklarıma bir kadın gibi gece
Yorgun, gururlu çelikleşen acı
Bütün sokaklar çöl karanlığında
Yalvaran bakışlarını sezebiliyorum
Sessiz ama derinden düşünen kızların
Bir ihanetle sarsılan bakışlarında
O nankör, o kör sevda
Çığlığımı duyar mı binlerce yıl öteden
Kurşuna dizilirken en masum suçlar
Bir Barbaros daha gelir mi denizlerden
Şairler mehtaplı geceleri beklerken
Ben kanımda zehir
Zihnimde ecel
Bıçaklanmış bir ceset gibi duran ruhuma
Destanlar okuyorum bir akın hevesiyle
İgra çığlıkları altında
Çağlar kapanıyor çağrılarında
Bir toz zerresi bile olmak
En büyük şerefmiş kapında ya! Nebi
Ne sırrını bulabildik Zemzem’in
Ne de bir tüy olabildik güvercin kanadında
Oysa kılıçlar inip kalkardı Uhud’da
Şimdi bir hayâl oldu yetişmek
Gazze’nin mazlumlarına
Binlerce bombanın ıslık sesi
Uyandıramadı bu ümmeti
Hangi yöne koşsam bir çıkmaz sokak
Şu yaşamak illeti
Sayılı günlere kurgulanan kızak
Bu rüzgâr kokumuzu bilmeli
Bu rüzgâr yıkmadan Ergenekon’umuzu
Ülkeler görüyorum uçsuz bucaksız
Hecin develer ve sonsuzluk ufku
Ölüm hiç yoktan en iyisi
En iyisi sonsuzluk tutkusu.
Mehmet Nurettin Üstün 2
Kayıt Tarihi : 12.5.2025 17:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!