Nasıl büyü bu susarak!
Hiç bozulmasın olur mu!
Kaybolayım peyk olup; düşlerdeki auranda.
Kelebek aptallığında.
Yorgun düşen kanatlarım,
Us'uma hükmetsin, algılarımda yanılgılar.
O kadar derinsin ki, düşümden düşüyorum,
Döşüme mıhlayarak.
Nasıl bir uçurum bu!
Zamanı öteleyen başka bir ölçü.
Çocuk sargınlığı benimki.
Eteklerine tutunmanın biçare halinde,
Beni iteklerken, beyaz ellerinle.
Kalbimi kırıyorsun diyeceğim ama,
Zaten kırılmıştı çoktan.
Merhametine sığınıp; kapı eşiğine gelebilmenin
Yarım mutluluğunda bir kedi masumiyeti,
sevgi dilenme modunda.
Aşağılık duyguları içinde kıvranma davranışı biliyorum.
Tedavisi mümkün olmayan.
Dağılmışım!
Ormanın derinliklerinde sürgüne mahkum edilmiş, güneşe uzanan gün ışığına muhtaç.
Uzanan ellerimi itip, uzaklaşıyorsun.
Yok hükmünün kemendini geçirip boynuma hiçliğin idam sehpasında asıyorsun senli düşlerimi.
Acımasız gülümsemeler eşliğinde.
Süresi dolan bu sevinin bende hiç bitmeyen iç cekişleri boğazımda düğüm olmuş.
İlanihaye sürecek bu sevi, yok oluşumdan sonra, güneşin gülümseyen yüzünde.
Ne sen, nede benim olmadığım zaman diliminde.
Kayıt Tarihi : 7.11.2025 02:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




yedi kat semanın,
mütemadî senalı melekleri,
ayrı/ayrı amin diyebileydi keşke;
çarpışan beşerî çıkarların,
kükürt kokularına bakmadan…,
ki başka bir baharda;
toplayıp satır aralarından,
hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
zihin kıvrımlarımı süslemeden,
veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
utangaç tebessümlerle,
sessizce şiirler yazarım ben size…,
nebevî nefesinizin siy/ah hırkası,
sarsın ne olur; şaşkın yüzümü,
sonsuzlukta açılan iftar sofranızda…,
yağmur duaları kifayetsizken,
bir mücrimin muhabbet gözyaşlarıyla,
gözlerimi nazarınıza temaslayıp,
cemalinize teslim edebilmektir
ruhumu niyazım...,
ah;
TÜM YORUMLAR (1)